Sırlarla yaşamak mümkün mü? Lisa Unger’a göre pek değil. Kitap oldukça sürükleyici, her sayfada ne olacak diye merak ederken buluyorsunuz kendinizi. Cinsiyet karmaşası yaşayan bir kız, sorunlu aileler, karısını öldüren bir adam, psikopat bir 11 yaşındaki çocuk, kanda yazılı olan psikopatlık ve sürpriz bir son. Lisa Hunger gizem yaratmayı iyi başarmış. Kitabın sonlarında yavaş yavaş olayı çözmeye başladığınızda mükemmel bir tatmin yaşıyorsunuz.
Kitabımız Lana adında genç kızımızın, annesinin cesediyle yüzleşmeye başlamasıyla açılıyor. İlk sayfada merakımı uyandıran bir kitaptı benim için. Lana, bir üniversitede psikoloji okuyor ve kitap boyunca bir sırrının olduğu sürekli gözünüze çarpılıyor. “Ne lan bu sır?” dedim defalarca kendime. Lana sorunlu bir öğrenciye bakıcılık yapmaya başladığı zaman işler karışmaya başlıyor. 11 yaşındaki Luke, yaşına göre zeki fakat sorunlu bir çocuk. Babası ortalarda yok. Annesi çocuğundan illallah etmiş ve el pençe divan durmuş durumda. Luke ve Lana bir çeşit “çöpçü avı” oyununa başlıyorlar. Luke, bu oyun sırasında Lana’nın sırrını bildiğinin ipuçlarını vermeye başlıyor ve siz de gerildiğinizi gerçekten hissediyorsunuz. Sonrası ise sorularınıza cevap aramakla geçiyor: Luke sırları biliyor mu? Biliyorsa nasıl biliyor? Bu avın sonunda ölüm var mı?
Daha fazla “spoiler” vermemek için artık duruyorum. Gerilim sevenler için gerçekten bulunmaz bir nimet bu kitap. Parçaları bir araya getirmek Nutella yemek gibi bir his veriyor insana. Kitabı okuduğunuza pişman olmayacaksınız.
İyi okumalar dileriz.