Politik İnceleme

Baruch Spinoza

Politik İnceleme Gönderileri

Politik İnceleme kitaplarını, Politik İnceleme sözleri ve alıntılarını, Politik İnceleme yazarlarını, Politik İnceleme yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Övgüye ve kınamaya gelince,bu duygular, erdem fikrinin tersine, insan güçsüzlüğünün yol açtığı sevinç ya da üzüntü duygularıdır.
Demek ki, günah ve uyarlılık (kesin anlamında) nasıl ancak bir devlet içinde düşünülebilirse, adalet ve adaletsizlik de, aynı biçimde, ancak bir devlet içinde düşünülebilir. Gerçekte doğada şu bireyin hakkı değil de öbür bireyin hakkıdır diyebileceğimiz hiçbir şey yoktur, her şey herkesindir, yani her birey gücü olduğu ölçüde hakka sahiptir. Tersine, hangi şeyin şu bireye ve hangi şeyin öbür bireye ait olduğuna ortak yasanın karar verdiği bir devlette, her kişiye hakkını vermek konusunda sürekli bir istemi olan kişi adaletli, bir başkasına ait olanı kendisine mal etmeye çalışansa adaletsiz diye adlandırılır.
Reklam
İnsanlar ortak hukuklara sahip olduklarında ve sanki tek bir düşünceyle yönetiliyormuş gibi olduklarında, her insanın güç bakımından, kendisinden daha güçlü olan birleşmiş öbür insanlar karşısında daha az hukuka sahip olduğu kesindir, yani gerçekte her insan, doğa üzerinde ancak ortak yasanın kendisine verdiği kadar hukuka sahiptir. Öte yandan, her insan ortak yasanın kendisinden istediği her şeyi yerine getirmek zorundadır ya da öbür insanların onu buna zorlamaya hakları vardır.
Doğal durumda, her kişi bir başka kişinin baskısına uğramayacak biçimde kendini koruyabildiği sürece kendinin efendisidir, ve insanın doğal hukuku her kişinin gücüyle belirlendiği sürece, tek başına herkesten sakınmaya çalışmak boşunadır, doğal hukuku korumanın güvenceli hiçbir yolu bulunmadığından, bu hukuk gerçekte varolmayacaktır, ya da olsa olsa tam anlamıyla kuramsal bir varlığa sahip olacaktır. Elbette, kişiyi korkutan nedenler ne kadar çoksa, kişinin gücü ve dolayısıyla hukuku da o kadar azdır. Ayrıca karşılıklı yardımlaşma olmadan insanlar ne yaşamlarını sürdürebilir ne de ruhunu geliştirebilir. Burada şu sonuca varıyoruz: yalnızca insan türünü ilgilendiren doğal hukuk, nisanların ortak hukuklarının bulunması, birlikte oturacakları ve birlikte işleyecekleri topraklarının bulunması, güçlerini sürdürmek, kendilerini korumak, her türlü şiddete karşı çıkmak ve ortak bir isteme uygun olarak yaşamak istemeleri dışında düşünülemez. Gerçekte, bir bütünde birleşmiş insanların sayısı ne kadar çok olursa, bunların ortak hukukları da o kadar büyük olacaktır. İnsan doğal durumda kendi kendisinin efendisi olamayacağı için, skolastikler insanı toplumsal hayvan diye adlandırdılar, buna ben de katılıyorum.
Gerçekte özgürlük, daha önce gösterdiğimiz gibi, eylemin zorunluluğunu ortadan kaldırmaz, tersine bu zorunluluğu getirir.
Bir insanı egemenlik altına almanın birinci ve ikinci yolu yalnızca bedenle ve ruhla ilgilidir, oysa üçüncü yolla ya da dördüncü yolla hem beden hem ruh ele geçirilir, ama bunlar ancak KORKU ve UMUT sürdükçe sürebilirler;bu duygular yok olmaya yüz tutarsa, efendisi olunan kişi gene kendi kendinin efendisi durumuna gelir.
Reklam
420 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.