“Nefret etmemek gerek. Çocuklarımız olduğu zaman onlara nefreti değil, sevgiyi öğreteceğiz."
"Nefreti de öğreteceğiz. Çirkeften, hırstan, şiddetten ve faşizmden nefret etmeyi öğreteceğiz onlara."
Bülbül şakımasını sürdürdükçe başımıza hiçbir şey gelmez diye inanırmış Polonyalılar. Cesaretlerini bileyen, onlara umut olan partizan birlikleri komutanı Nadejda’dan bülbülümüz diye bahsediyorlar. Kitaba adını bu ayrıntı vermiş.
Aslında kitabın orijinal adı Avrupa Eğitimi. Avrupa, dünyanın en iyi üniversitelerinin olduğu, en büyük yapıtlarının yaratıldığı, özgürlüğün ve insanlığa dair birçok kavramın doğduğu yer. Öyle ya, uygarlığın beşiği. Evet ama şimdi, insanların Avrupa’dan öğrenecek başka şeyleri var; faşizm, gaz odaları, işkence, tutsaklık, idam mangaları, utanç. Ve genç insanlar için yeni bir okul artık Avrupa, sefalete rağmen dayanışmayı, umut edip ayakta kalmayı, direnmeyi öğrendikleri.
Polonya’nın beter kış koşullarında Nazilere karşı direnen bir grup partizanın hikayesi bu. Delilikten, hayal gücünden, umut etmekten dikilmiş kenarları, tehditkâr, iyimser, öfkeyle çizilmiş iç açıları olan, Gary’nin, her birinin başını alıp göğsüne bastırarak yazdığı karakterler.
Biraz acır gibi onlara, işte size de böylesi bir zamanda yaşamak düştü der gibi. Ve hayranlık duyar gibi biraz da, işte, size nasip oldu bu direniş der gibi. İkisinde de haklı.
Okumanız dileğiyle.