YEMEĞİ FAZLA
KAÇIRDIĞIMIZDA
VÜCUDUMUZDA NELER OLUYOR?
Tüm enerjimiz midemizdekileri öğütmek için kullanılıyor.
Hepimizin patlayacak kadar
yediğimizi hissettiğimiz zamanlar olmuştur. Genelde yemekten
galaksimizin merkezinde bulunan Sagittarius A
kara deliğinin iki ana oluşumla çevrelendiğini de biliyoruz.
Doğusunda bir süpernovanın kalıntıları, batısındaysa mini bir spiral bulunmakta. Süpernova, bir uçtan diğer uca 25 ışık yılı boyunca uzanıyor. İşte o güçlü radyo dalgalarının büyük bir kısmından bu süpernova sorumlu. Batıdaki spiral ise üç kollu. Saniyede 1.000 kilometre hızla dönüyor. İyonize olmuş toz ve gaz bulutlarından oluşmakta. Sagittarius A bu spiralin tam merkezinde bulunan, olağanüstü kütleye sahip bir karadelik. Etrafındaki yıldızlar da onun muazzam
kütlesinden etkilenip çok büyük bir hızla hareket ediyor. Sagittarius A’nın çok yakınında 28 tane yıldız var. Saniyede 5 bin kilometre gibi akıl almaz bir hızla kara deliğin etrafında
dönmekteler.
Galaksileri inceledikçe her birinin merkezinde dev bir karadelik bulunduğunu gördük. Peki bu karadelikler nasıl meydana gelmiş olabilir? Sorumuza cevap bulmak için kozmik filmi başa sarıp Büyük Patlama’ya kadar gitmemiz gerekiyor.
Büyük Patlama anında ortaya çıkanlar bir çorbaya benziyordu. Sonraki üç dakika içinde kaynayan evren soğumaya başladı. Ama soğuk hali bile 1 milyar derece sıcaklığa sahipti. Bu esnada hidrojen ve helyum çekirdekleriyle birlikte az miktarda döteryum ve lityum ortaya çıktı. Sonraki birkaç yüz bin yıl boyunca genişleme ve soğuma dışında önemli bir şey olmadı. Daha sonraysa sıcaklık birkaç bin dereceye düştü ve elektronlar yavaşladı. Böylece hidrojen ve helyum atomlarının çekirdekleri bu elektronları yakalayıp ilk nötral atomları meydana getirdiler. İşte bu önemli bir gelişmeydi çünkü bu noktadan sonra evren, onu anlayabileceğimiz bir
şekle bürünmeye başladı. Bundan önce elektrik yüklü parçacıklardan oluşan bir çorbaydı. Bu aşamadaysa fotonlar
engellenmeden yol almaya başladıkları için evreni saran sis
kayboldu. Yaklaşık bir milyar yıl sonra, evren sakinleşme evresine geçiş yaptı. Kütleçekim devreye girdi, element yığınlarını bir araya toplayıp gökcisimlerine şekil verdi. Galaksiler, yıldızlar ve ardından gezegenler ortaya çıktı
NEDEN YORULUYORUZ?
Vücudumuzun kendini bakım sürecine alması
gerektiğinden.
Yorgunluk da tıpkı açlık gibi
çalışan bir uyarı sistemi.
Vücut bu tür uyarıları önlem
almamız için yolluyor. Örneğin
açlık çekince vücudun kalori
ihtiyacının acilen karşılanması
adına yüksek kalorili yiyeceklere
yönelmekteyiz. Yorgunluk da bir
an önce dinlenmemiz gerektiğini gösteren bir sinyal.
Yorgunlukla beraber ortaya
çıkan uykulu olma hali adenozin
ve melatonin hormonlarınca
yönetilmekte. Bu ikisinin üretilme oranı gün boyunca artış
gösteriyor. Uyurken dokularımız
daha hızlı yenilendiği ve o gün
karşılaştığımız her şey hafızamızda işlenmeye başlandığı için
bu süreçte sadece enerjiyi korumuyor, aynı zamanda ihtiyaç
duyulan bakımı da yapıyoruz
EN GÜÇLÜ AĞRI KESİCİ HANGİSİ?
Dr. Andrew Moore’a göre iki farklı ilacı karıştırıp üstüne sert bir kahve.
Kötü bir baş ağrısı, beraberinde en güçlü ağrı kesici
ihtiyacını doğurabilir. Ağrının
çekilmez olduğu noktalarda
ağrı kesicinin gücü ve etki
süresi büyük öneme sahip. Peki
böyle bir durumda hangi ağrı
kesiciyi tercih
Güneş aniden kara deliğe dönüşseydi, kütlesi aynı kalır, biz de çevresinde dönmeye devam ederdik.
Olay ufkuna yakalanmadığımız için yutulmazdık ama Dünya’daki yaşam sonlanırdı.