Gördüğümüz rüyalar, istemsizce ağzımızdan çıkan bir söz, farkında
olmadan yaptığımız bir mimik ya da ansızın aklımıza gelen bir fikir
çoğunlukla ondan kaynaklıdır nazarımızda. Evet bilinçaltımızdan
bahsediyorum. Kontrolümüzde olmadığını düşünürüz ama onu
tanımaya başlayınca acaba belki de onun bizi kontrol ettiği yargısına
varabiliriz. Bilinçaltı hakkında pek çok şey bilsek de hala belli ölçüde
gizemini koruyan bu karanlık yanımız üzerindeki sır perdesi belki
tam anlamıyla hiç kalkmayacak. “Zihnimizin Gizli Süper Güçleri”
başlıklı yazımızda ise bilinçaltımız hakkında kafanıza takılan pek
çok soruya cevap bulurken aslında ne kadar önemli bir parçamız
olduğunu da okuyacaksınız.
Yazmak, daha doğrusu iyi yazabilmek, tıpkı güzel konuşmak
gibi temelde doğuştan gelen fakat zamanla geliştirilebilen harika
bir beceridir. Diğer yandan yazmaya çalışmak –ortaya çıkan yazı
etkileyici olsun ya da olmasın- insanı çok geliştirir. Yazarken,
düşüncelerimizi odaklayıp yoğun bir konsantrasyon içine gireriz.
Sadece bu bile beyin için ciddi bir egzersizdir. Dahası çoğunlukla
sadece düşüncelerimizi yazmak yetmez, yazdıklarımızı destekleyip
zenginleştirecek farklı kaynaklar aramak, yazma serüvenimizi ilginç
kılarken bize paha biçilmez değerler de katar.