Vücut saati, bağırsaklardaki faydalı bakteriler ve şekerin
iyiden iyiye ortaya çıkan zararları - ki bunlar arasında kanserle olan ilişkisi de var- gibi konular hakkında sürekli artan bir
farkındalık söz konusu. Bunu çevremde gözlemlemek beni çok
mutlu ediyor. Hâlâ sigara içen insanların olması bu durumu biraz ironik hale getirse de bir şekilde bilim, günlük hayatımızı
yaşarken belirgin şekilde olaylara bakış açımızı değiştirip bizi
olgunlaştırıyor.
Bu sayımızdaki ilginç yazılardan biri de, bu yıl Nobel ödülü
kazananların çalışmalarını anlatıyor. Yazarımız Tuna Emren’in
kaleme aldığı bu yazıda vücut saati, diğer bir deyişle sirkadyen
ritmin neden önemli olduğu bir kere daha fark edeceksiniz.
Dikkatli okuyucularımız zaten aynı konudaki bir yazıya Eylül
sayımızda yer verdiğimizi anımsayabilir. Gerçekten de vücut
saatimiz ve gün ışığı arasındaki ilişkinin kökleri sandığımızdan
çok daha derinlere uzanıyor. Dolayısıyla bu alandaki bir çalış-
manın Nobel ödülü kazanması bizi şaşırtmadı. Nobel ödülü
sahibi bilim insanımız Aziz Sancar'ın çalıştığı ana konulardan
birinin sirkadyen ritim olduğunu da yeri gelmişken belirteyim.
Yaz hatırası güzel bahar havaları devam ederken size renkli
bir dergi hazırlamaya çalıştık.