"...ölülerle görüşmeye devam ettiğimiz düşsel alan var olmayı sürdürür. ... Ölüm, zaten, yüz çizgilerini, sözleri, tavırları sonsuza dek sabitleştirir."
"...ölüm, terk ediliş kadar derinden yıkmaz insanı. Ölüm, geri dönüşü olmayan şeylerin o iğrenç yumuşaklığına da sahiptir: ona isyan etmek, kararından dönmesini dilemek yararsızdır. Oysa sizi terk etme kararını, bilirsiniz ki bir kişi almıştır, hem de sizin kötülüğünüzü istemeyen, dahası, sizin için iyilik dileyen, bütün iyilikleri dileyen bir kişi yani sizi seven kişi. İyi ile kötü öylesine duyulmamış bir biçimde ters yüz olur, roller öylesine anlaşılmaz bir biçimde tersine döner ki üzüntüden sersemleyen zihin, bunları ne kavrayabilir ne de kabullenebilir, ... zihin, alınanın geri verileceğine, çözülenin yeniden bağlanacağına beslediği inançla tükenip gider."
...o kadını beklediğinizi anımsadığınız zaman,
istasyona giren bir tren,
rayların üzerinde gıcırdayan tekerlekler,
artık nerede olursa olsun yüreğinizi parçalayacak...
Ölümün ne olduğunu biliyorum; bu yaşımda ölümle bir kereden fazla karşılaştığım düşünülebilir. ama şunu söylemeliyim ki, ölüm, terk ediliş kadar derinden yıkmaz insanı. Ölüm, geri dönüşü olmayan şeylerin o iğrenç yumuşaklığına da sahiptir: ona isyan etmek, kararından dönmesini dilemek yararsızdır. Oysa sizi terk etme kararını, bilirsiniz ki bir kişi almıştır; hem de sizin kötülüğünüzü istemeyen, dahası, sizin için iyilik dileyen, bütün iyilikleri dileyen bir kişi yani sizi seven kadın. iyi ile kötü öylesine duyulmamış bir biçimde ters yüz olur, roller öylesine anlaşılmaz bir biçimde tersine döner ki üzüntüden sersemleyen zihin, bunları ne kavrayabilir ne de kabullenebilir; pek tatlı sözler söylemeyen kadının tek bir sözü, sanki en değerli varlığıymışsınız gibi sizin için kaygılanan kişinin tek bir sevecen düşüncesi yeterli olacağına göre; zihin, alınanın geri verileceğine, çözülenin yeniden bağlanacağına boşuna beslediği inançla tükenip gider.