’Eve Dallas’ serisi 16. kitap yine su gibi aktı gitti, ne zaman başladım ne zaman bitirdim ben de anlayamadım. Bu seriyi çok seviyorum demiş miydim
Sevgili Teğmen Eve’imiz, bu sefer, seçtiği kişileri öldürmeden önce gizlice ve öldürdükten sonra da poz verdirerek tekrar fotoğraflarını çeken ve bu sayede onların ‘ışığını’ kendi içine alarak onlara ölümsüzlük verdiğine inanan bir seri katili aramaktadır. Dallas, yardımcısı Peabody ve EDB dedektifleri McNab ve Yüzbaşı Feeney ile beraber olayı derinlemesine araştırırken, Roarke geçmişi ve annesi ilgili büyük bir sır öğrenir. Ancak bu bilgiyle iyi baş edemez ve Eve’le biraz araları bozulur.
Hem katilin kimliğinin yavaş yavaş, ince çalışma ve araştırmalarla bulunması, hem de Eve ve Roarke’ın yaşadıkları sorun ve sonrasında gelişenler çok ama çok güzeldi. Her ayrıntıyı düşünen, bir nevi katilin zihninin içine girmeyi başarabilen Eve yine efsaneydi. Eskiden beni sinir eden sert tavırlarını şimdi çok seviyorum. Peabody ile tatlı atışmaları her seferinde beni güldürüyor. Roarke’ın en iyi dostu ve kahyası Summerset’li bölümler de yine çok iyiydi. Seride Türkçe’ye çevrilmiş 3 kitap kaldı elimde ama ben yayınevinin çevirmesini bekleyemeyeceğim ve devam edeceğim sanırım. Yazarımız 54. kitabı yazdı bile Her zamanki gibi kesinlikle tavsiyemdir