Oldest Post Öykü - Sayı 27 (Mart-Nisan 2019) Posts
You can find Oldest Post Öykü - Sayı 27 (Mart-Nisan 2019) books, oldest Post Öykü - Sayı 27 (Mart-Nisan 2019) quotes and quotes, oldest Post Öykü - Sayı 27 (Mart-Nisan 2019) authors, oldest Post Öykü - Sayı 27 (Mart-Nisan 2019) reviews and reviews on 1000Kitap.
Gecekonduda yaşamayı iki şekilde düşünebilirsiniz; geleceğiniz için kuluçka dönemi olarak kabul edersiniz ya da şartlara uyum sağlayarak sakinlerden birine dönüşürsünüz. Hayal kurduğum ve zorluklarla yaşadığım için şanslıyım.
Elbette Yüzüklerin Efendisi'nde ''tanrılar'' (Valar, Maiar) vardı. Ancak sadece eski efsaneler olarak. Yani aslında Orta Dünya bu bağlamda modern dünyaya benzer. Tanrılar dünyadan göçmüşler, unutulmaya başlamışlar ve karanlık güçler dünyayı ele geçirmek üzeredir. (Tam burada Tolkien'in koyu bir Hristiyan olduğunu hatırlatmakta fayda var) Velhasıl bu metinlerde pozitivizm ve mitler en az Hüküm Dağı eteklerindeki Sauron kuvvetleri ile insan-elf ittifakı arasındaki kadar canlı ve güçlü bir şekilde savaşıp dururlar.
Kırkıncı Oda (Schopenhauer ve Kirpi İkilemi)-Güven Adıgüzel
Schopenhauer'un anlattığı ikilem şöyle; Soğuk bir kış sabahı çok sayıda oklu kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı. Az sonra, oklarının farkına vardılar ve ayrıldırlar. Üşüyünce, birbirlerine tekrar yaklaştılar. Oklar rahatsız edince yine uzaklaştılar. Soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında gidip gelerek yaşadıkları ikilemi, aralarındaki uzaklık, her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürdü. İnsanları bir araya getiren, iç dünyalarının boşluk ve tekdüzeliğidir. Ters gelen özellikler ve tahammül edemedikleri hatalar onları birbirinden uzaklaştırır. Sonunda, bir arada var olabilecekleri, nezaket ve görgünün belirlediği ortak noktada buluşurlar. Bu uzaklıkta duramayanlara, İngiltere'de ''keep your distance!/mesafeni koru!'' denir. Bu noktada, çevrenin sıcaklığını hissetme arzusu kısmen karşılanır ama, buna karşılık okların acısı hissedilmez. Kendi iç sıcaklığı çok yüksek olanlar ise, ne sıkıntı vermek, ne de sıkıntı çekmek için, topluluklardan uzak durmayı tercih ederler.
Schopenhauer, kirpilerin yaşadıkları ikilemin, aralarındaki uzaklık, her iki acıya da tahammü edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürdüğünü söyler. Gerekli mesafe bulunur ve ikilem biter. Hayat başlar yani. Ne okların acısının ne de havanın soğukluğunun hissedilmediği bir yer. İnsani mesafe, hepimize lazım olan.