Yine umutsuzluk, korku, yine vazgeçiş..
Zweig.. her şeyin farkında olarak, bile isteye terkediyor bu dünyayı. Her eserinde O’nun yalnızlığını, iç çatışmalarını öyle net görüyorsunuz ki, bir yerden sonra kitapların edebi yönünü bırakıp, kendi eliyle yazdığı biyografisini okuyor gibi hissediyorsunuz. Gerçek çok ağır olduğu için eleştirme haddine bile giremiyorsunuz.
Sanıyorum bu okuduğum 7. kitabı. Diğerlerine göre bir tık alt düzeyde kalmasının sebebi, sanıyorum sonunun boş bırakılması. Ana karakterimiz yoksul posta memuresi Christine. Son bölüme kadar merakla takip ettiğiniz hikayesi, sona gelince ucu açık bir şekilde bırakılmış. Yapmayı kabul ettiği şeyi gerçekten gerçekleştirecek mi yoksa ilk kararına mı dönecek?
Kendimi karşıdan karşıya geçerken yolun ortasında bırakılmış gibi hissediyorum, şaşkın, ürkek, kararsız.
Zweig hayranlarının okumak isteyeceği romanlardan biri.