Deleuze ve Guattari, dil konusunda
şunu iddia eder: "şüphesiz, kişi bir azınlık dilini lehçe olarak kullanarak, onu bölgeselleştirerek ya da gettolaştırarak devrimcileşmez; ancak, azınlığa dair bir dizi öğeyi kullanarak, onları bağlayarak, birleştirerek, özgül, öngörülemeyen, özerk bir oluş icat eder." Azınlık oluşlar estetik (Deleuze ve Guattari 'nin Kafka üzerine kitabı, onun yapıtlarının bir azınlık-oluş yazını olduğunu ortaya koyar), ırka dayalı, kültürel, feminist, vb. olabilir. Bütün bu
yollar, bir toplumun üyeleri için özgürleştirici olabilecek sonuçları
olan pratiklerle deney yapmanın olanaklarını oluşturur. Bunlar, halihazırda mevcut olan pratikler üzerine inşa edilmiş yollardır; ve sadece siyasal olarak etkili hale gelmek için kullanıma sokulmaları
gerekir. Ancak, bu kullanım "azınlık" olark kalmak zorundadır: Azınlık-oluşun görevi tam da budur; azınlık olanı baskın hale getirme görevi değil.
Bir stratejinin, erk uygulanmayan bir noktaya müdahale etmesine gerek yoktur; erkin olmadığı yerde adaletsizlik de
olmayabilir. (Bu demek değildir ki, erk bilinçli zordur; reklam ya da ideoloji, en az ücret kontrolü ya da polis gücü kadar erk uygulamalarıdır.) Stratejik siyaset felsefecisi açısından erk, (en azından öncelikle) bir merkezden