Beden, düşüncelerimizi görünmez kılar. Yalan onun içinde saklı durur ve kıskançlık gerçekliğin ele geçirilemez bir halde bulunduğu o sığınağı parçalamak ister.
Çünkü insanın bir acısı yoktur, özlem her an başka bir biçime bürünür, her an eskiye ilişkin bir izlenimin tıpkısı bir izlenimden esinlenir, bu yeni bir üzüntüdür, bilimöeyen bir mutsuzluktur, ilk seferki gibi acımasızdır.
Anneler “ bambaşka” olmayı ve kendilerinden apayrı çocukları olmasını istemezler, kendi bedeninden bir başkalığı doğurmak, kendini bir başkalığın varlığının hizmetine karşılıksızca adamak mümkün müdür?
Bu ayrılığın önüne geçmek için kendi başkalıklarını çocuktan gizledikleri gibi, çocuklarının da başkalığını kendilerinden saklar anneler.