Rüyalar yalnızca günlük yaşantının kalıntılarından mı ibarettir, yoksa üzerini örttüğümüz duygusal yaşantımızın, bastırdığımız içgüdülerimizin nihayet kendini gösterebilme fırsatı bulduğu soyut bir 'alan' mı? Çocukluk, kendisinde yalnızca 'çocuksu' hisleri barındıran bir dönem midir, yoksa hasar verici deneyimlerin yaşattığı duygu fırtınalarına, onları bilinçdışına baskılamaktan başka türlü karşı konulamayan acı verici, travmatik bir süreç mi? Eğitimden konuşalım.. Çocuğun, ne kadar sağlıklı ve güvenilir olduğuna bakılmaksızın, toplumun düzenine ayak uydurmasının baskı ve cezalandırmalarla empoze edildiği 'taraflı' bir etkinlik değil midir, eğitim?
Öteden beri gizemini koruyan, davranışlara ve yaşantıya şekil veren, insan eylemlerindeki nedeni kendi içerisinde gizleyen, psikanalizin önde gelen kavramı Bilinçdışı'nın akıl almaz gücü ve kudretini satırlarında buram buram hissettiren psikanalist, Sigmund Freud. Toplumun en önemli kollarını oluşturan bilim, felsefe, din, eğitim ve aile gibi yapıları didik didik eden, ettikçe soru işaretlerine bir yenisini etkileyen bir adam.
Psikoloji alanı ile ilgilenmeyen kimseler için kitabın dili ağır gelebilir. Bu alana ilgi duyan kimselerinse mutlaka okuması gereken bir yapıt.
