Psikanaliz ve Sonrası sözleri ve alıntılarını, Psikanaliz ve Sonrası kitap alıntılarını, Psikanaliz ve Sonrası en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İki tür savunmaya yönelik mekanizmadan sözedilebilir. Birinci grup, ağlama ve sürekli konuşmalarda olduğu gibi psikolojik onarım mekanizmalarıdır. İkinci grup , canımızı sıkan bir durumu yadsımaya çalışma ya da davranışımızı haklı gösterecek bir neden bulma gibi , insanı psikolojik zedelenmeye ya da değerini yitirmeye karşı koruyan " ego" savunma mekanizmalarıdır. Bu mekanizmalar organizmanın psikolojik bütünlüğünü ve dengesini korumayı amaçlar .
Duygusal yalıtım bazen neden bulma mekanizmasıyla birlikte kullanılır. Düşünceleştirme (intellectualization) de denilen bu savunma mekanizmasında kişi, acı veren bir olaya ilişkin duygusal yaşantılarından mantıklı açıklamalarla kurtulmaya çalışır. Babası ölen bir kişi, "iyi bir ömür sürdü" diyerek olayın yarattığı acı duygusuna karşı yabancılaşabilir, yenilgiye uğrayan bir diğeri, "zaten gerekli önlemleri almamıştım" düşüncesiyle değersizlik duygularını hafifletmeye çalışabilir. Duygusal olayları nesnel bir biçimde açıklayarak anksiyeteyle yüzleşmekten kaçınma aydınlar arasında daha sık görülür.
Düşünce ve mantık, çağdaş insanın duygusal yaşantıya karşı geliştirdiği etkili bir koruma aracı durumuna gelmiştir. Günü müzde pek çok insan bir araya geldiğinde, duygularını yaşaya cakları yerde sürekli olarak edebiyat, sanat ya da siyasetten söz ederek ilişki kurma eğilimi gösterirler.
Anksiyete bir hastalık değil , yaşamın sorumluluklarından kaçışın bir anlatımıdır. Çözüm , insanın biyolojik yapısında ya da geçmişinde değil , yaşam yollarini özgürce seçebilmede aranmalıdır.
" Eğer herşey çocukluk dönemiyle açıklanırsa , o zaman herşey bir başkasının kusuru olarak değerlendirilir ve insanın kendi sorumluluğunu üstlenme gücüne duyulan güven de azımsanmış olur!"
Erik Erikson ( 1950)
Hayvansı eğilimlerini bastırmayı başarmış olan kişi uygarlaşmış sayılır. Ancak, buna karşılık kendiliğindenliğini, yaratıcılığını, duygusallığını ve içgörüsünü körletmek zorunda kalır. Özdeşleştiği kültürün kendisine sağlayabileceği imkânlardan çok daha önemli olan içgüdüsel yeteneklerinden yoksunlaşır.
Âşık olmak kolaydır . Oysa gerçek sevgi , yaşam boyu sürdürülen ve birbirini giderek daha iyi anlamayı , yaşam sorunlarını giderek artan bir biçimde paylaşmayı ve birlikte çözümler aramayı içeren bir olgudur.
Freud insanı, saldırgan ve cinsel dürtüleri denetim altına alınması gereken olumsuz ve yıkıcı bir varlık olarak tanımlamıştır. Ona göre , toplum baskıları olmayıp da insanlar cinsel ve saldırgan enerjilerine rahatça boşalım sağlayabilselerdi psikolojik sorunları da olmazdı.