Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Psikiyatrinin ABC 'si

Cengiz Güleç

Psikiyatrinin ABC 'si Sözleri ve Alıntıları

Psikiyatrinin ABC 'si sözleri ve alıntılarını, Psikiyatrinin ABC 'si kitap alıntılarını, Psikiyatrinin ABC 'si en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Depresyonu oluşturan etkenleri iki ana grupta toplayabiliriz; a) Yatkınlık hazırlayan etkenler b) Tetikleyen-ortaya çıkaran etkenler Birinci grupta kalıtım, kişilik yapısı, aile düzeni, genel kültür ve eğitim düzeyi sayılabilir. İkinci grupta ise genel psiko-sosyal stres faktörleri sayılabilir.
Sayfa 42
Çok sevdiklerinin ölümünü isteme gibi kişiyi çok rahatsız eden saplantılı düşünce obsesyon, bu olumsuz, nahoş düşünceyi uzaklaştırmak için belirli sayıda bir ya da birkaç duayı tekrarlama ya da etkili olduğu kabul edilen bir eşyaya dokunma davranışı da kompülsiyondur.
Sayfa 33
Reklam
Exupery'in "Küçük Prensi" nin diliyle söylersek, bu gezegendeki kocaman adamlar ne kadar da dar kafalılar! Neredeyse hiç merak etmiyorlar. İmgelemleri ne kadar da kısırlaşmış! Her şeye sahip olmak isteyen bu tuhaf varlıklar kendi mülkleri gibi gezegene hiç mi hiç özen göstermiyorlar!
Sayfa 112
Kimlik Bocalaması:
Bu tür bozukluklar özellikle 17-23 yaş grubu ergenlerde görülen ruhsal bozukluklar içinde birinci sırayı tutmaktadır. Sık görülen belirtiler şunlardır: Derslere karşı ilginin azalması, akademik başarının düşmesi, iştah ve uyku bozuklukları, yaşamın anlamını kaybetmesi ve karamsarlık gibi depresif duygular ve gündüz gelen iç sıkıntısı ve çabuk öfkelenmeler.
Sayfa 93
Aslına bakılırsa normal sağlıklı insanlarda süperego, insaflı ve iyi kalpli bir yargıçtır. Sırasında ayıplar, kimi zaman suçlar ve kınar ama çoğunlukla uyarır. Amacı ego'yu kusursuz, eksiksiz, yetkin kılmaktır. Ne var ki iyi kalpli bir yargıç olmayı amaçlayarak doğan bu yapı, kimilerinde ölüm fermanı vermekten kaçınmayan acımasız bir yargıca da dönüşebilir. İşte nevrotiklerin ve depresif karakterdeki kişilerin süperego'su, bu türden acımasız, katı ve hiçbir biçimde esnetilemeyen taş kalpli bir yargıçtır. Özellikle değişik nedenlerden dolayı aşağılık duyguları kalıcı bir komplekse dönüşmüş kişilerde süperego sürekli olarak ego'yu rezil bir esir, aciz bir böcek... gibi görür ve ondan adeta tiksinir. İd'in etkisinden sıyrılamayan beceriksiz ego'yu sürekli azarlayan süperego, insana yaşamı zindan eder. Kimi ağır stres koşullarında bu tür süperego, ego'nun yok olmasını ister ve intihara kalkışmasına davetiye çıkarır.
Sayfa 132
şizofrenide beslenme sunumum var diye kitabın bu kısmına atladım :"
Aile bireylerinden birinin ölümünü son derece duygusuz, önemsiz gibi bir ifade ile anlatabildikleri gibi, uygun olmayan garip gülme ve ağlamalarla da anlatabilirler. Ayrıca künt ve yüzeysel duygulanım da sıkça görülür. Buna bağlı olarak dışardan bu hastalar duygusuz, soğuk kişiler olarak görülürler.
Sayfa 55
Reklam
insan denetleyemediği biyokimyasal-fizyolojik süreçlerle, karşı koyamadığı dürtülerle ya da otomatik refleksleriyle kıskıvrak yakalanmış çaresiz bir varlık değildir.
Şizofren de bebek gibi kendi varlığı ve dünyası ile dış dünya arasında ayırım yapamayan, ikisini birbirine karıştıran (psikotik konfüzyon) ve dış dünyayı iç dünyasına göre değerlendiren bir durumdadır. Sanrılar ve varsanılar (halüsinasyon) özellikle bu ayrımı yapamamış olmanın ağır belirtileridir.
Sayfa 119
Depresif hastaların zeka düzeyleri yükseldikçe intiharın gerçekleşme riski de artar.
Sayfa 44
Mizaç Bozukluğunun Tedavisi
Mizaç bozukluğu gösteren hastalarla çalışan pratisyen hekimlerin tüm dünyada ve ülkemizde de antidepresan ilaçlar ve koruyucu ajanlarla birlikte eğitici ve destekleyici psikoterapiler konusunda yeterince eğitilmeleri gerektiği artık kabul edilmiş bir gerçektir.
Sayfa 50 - 4. Baskı: Say Yayınları, 2018Kitabı yarım bıraktı
Reklam
her kişi, yetiştiği kültürel doku içinde var olur. fakat aynı zamanda, yetiştirilmesinin sonucu olarak kendine özgü kişisel bir alanı da vardır.
Her türlü intihar girişimi önemsenmeli ve altta yatan durum dikkatlice araştırılmalıdır. Ciddi depresyon içindeki ve intihar riski yüksek hastalar vakalarının kimseye yararı olmadığına, ailesi ve topluma yük olduklarına inanmışlardır. Bu tatsız ve çaresiz duruma son vermek için kendilerini öldürmeyi tek çare olarak görüyor olabilirler.
Sayfa 44 - 4. Baskı: Say Yayınları, 2018Kitabı yarım bıraktı
depresyon
Doktora depresyon yakınmaları ve belirtileri ile başvuranlar muhakkak intihar riski açısından değerlendirilmelidir. Tüm intiharların %30-50'sinin nedeni depresyonlardır. İntihar düşüncelerinden söz edenlerin bunu gerçekleştiremeyeceği, intihara yeltenmenin olsa olsa çevrenin ilgisini çekmeye yönelik bir tutum olduğunu düşünmek çok ciddi ve üzücü sonuçlara yol açabilecek yanılgılardır. Pek çok hastanın bilinçli olarak intiharı tam gerçekleştirememesi, kişinin çaresizliğinin ve psikomotor ket vurumun (inhibisyon) bir belirtisidir.
Sayfa 43 - 4. Baskı: Say Yayınları, 2018Kitabı yarım bıraktı
Tedavi edilmeyen depresyon vakaları içinde yaklaşık %10-15'i intiharla sonuçlanmaktadır.
Sayfa 43 - 4. Baskı: Say Yayınları, 2018Kitabı yarım bıraktı
Psikanalitik kurama göre nevrozlar; İntra psişik çatışmanın (conflict) doğurduğu anksiyeteden kurtulmak için Ego'nun kullandığı savunma mekanizmalarının, başta bilinçaltına bastırma olmak üzere bir dizi savunma düzeneklerinin katılaşması sonucu oluşmuştur. Freud, bilinçdışı çatışmanın ve dolayısıyla egoda yaşanan kaygının türlerini tanımlamış ve ruhsal yaşamın yapıtaşları olan id, ego, süperego arasındaki bilinçdışı çatışmanın nevrotik bir bozukluğa yol açması için kökenini pregenital (0-6 yaş) dönemdeki primordial çatışmalardan olması gerektiğini ısrarla vurgulamıştır.
Sayfa 95
83 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.