Hayat denen yolculuğu bir tiyatro sahnesinde baştan sona gözden geçirip ,
sınav kağıdını teslim edip ,
bu dünyadaki tüm acıları burda bırakıp,
dünyaya bakıp gitmeye hazır mısın?
Senin de hayatında temennileri olan ama teşebbüsleri olmayan insanlar ,
hep daha fazlası için canını yakmaktan çekinmeyen muhatapların mı oldu?
Ya da bugünün dertleri yeterince belini bükmüşken yarın için telaşlanarak kaçırdığın anlar mı oldu?
Hep birisi gibi olmaya çalışıp,
hiç biricik olamadın mı?
Kimi zaman dünyayı sırtlandın,
kimi zaman dünyadan dışlandın mı?
Kalbine kendinden başkalarını sığdıramadın mı?
Hesaplanmış bir esaret olan aşkın hesaplanmamış sefaletini yaşadın mı hiç?
Kendi icindeki yıldızı göremediğin için başkalarının gölgelerini kovalamak zorunda kaldın mı?
Hayallerinin çadırını geleceğe kuramadığın ama geçmişte de barınamadığın oldu mu mesela?
Papatya tarlasında koştuğunu sanarken
sonunun uçurum olduğunu düşünce mi farkettin?
Herkesin haklı olduğu bu dünyada bir sen haksız oldun mu hiç ?
İnsanlığın yaşadığı erozyonu değiştirip yeşertmek için insanlığın zihnindeki kara bulutları yağdırmaya çalıştın mı?
Dünyanın çekirdeğinde ölüm olduğunu bile bile hâlâ sen herşey için dünyayı suçlarken dünyanın da dönmeye niyeti yokmuş gibi hissettin mi?
Eğer kelimeleri devşirme konusunda yetenekli bir kalemle tanışmak ve tüm bunları iç sesinle karşılıklı diyaloglar kurarak sorgulamak istersen ,
keşkelerden sıyrılıp,
beyninin ışıklarını söndürüp sakin bir uykuya geçmek istersen bu kitapla mutlaka tanışmalısın....