İstanbul kuruluşundan günümüze kadar dünyanın en üst kültür düzeylerini katmanlaştırarak, bu zenginliği dolaysız bir estetik içinde yaşayana duyumsatan, onları bu muhteşem Osmanlı başkentinin bir parçası olarak kendileştirmeye yönelten, başka şehirlerde görülemeyecek bir güce sahiptir. Bu suretle de İstanbul'da yaşayan ya da dışında olup da onu algılama sürecine giren herkes edindiği birikimle, kendisinin farklı şekilde üretme gücüne ve şansına sahip olduğunu hisseder. İstanbul bu niteliği ile gerek ülkemizin gerek diğer ülkelerin insanları arasındaki ortaklaşalığın beşeriyet için yarattığı bütünleşme nedeniyle de 2010 Avrupa Kültür Başkenti olarak seçilmiştir.