Dünyanın büyük kısmı kafayı yemişti. Geri kalanlar da öfke içinde yaşıyorlardı. Ha bir de ne kaçık ne de öfkeli olmayıp, sadece salak olanlar vardı. Hiç şansım yoktu yani . Hem de hiç. Sadece oturup sonumun gelmesini bekliyordum.
-"İstersen birbirimizi tanıyabiliriz." dedi.
-"Bence aptalca bir çaba olurdu bu."
-"Nerden biliyorsun?"
-"Tecrübe!"
-"Belki de şimdiye kadar hep yanlış kadınlara rastladın."
-"Belki şu anda da aynı şey oluyor!"
Aslında çok küçük şeyler bile kendimi mutlu hissetmeme yetiyordu. Ama bütünbütün mesele, bu küçük şeyleri şu kocaman boktan dünyanın içinden bulup çıkarmaktı.