Yine bu sular asırlar önce, Christof Colomb'un Santa Maria'sını kucaklayıp, sırtında taşımış. Yine bu sular, asırlar boyunca iki kıtayı birbirine bağlayan yüksek direkli koca yelken gemilerine yârenlik etmiş... Yine bu herdem taze sevgili, bugün Kısmeti göğsüne basmış, onun iki garip yolcusuna hayatlarının en güzel günlerini yaşatıyor... Unutulur mu o her türlü cemiyet işkencelerinden uzak, âsude günler... Ne kravat, ne ceket, ne ayağında pabuç, ne traş olma derdi... Gene işe gelmedin diye suratını asan müdür yok... Ne yetişecek sıkıntılı bir randevu, ne dört duvar arasında çalışmak. Hey Allahım ne güzel günlerdir o, yalnız senin varlığın ve yarattığın tabiatla başbaşa geçen anlar...
Güvertede çatlayan her dalga içerde top atılmış gibi gürlüyor. Zavallı tekne bu yükün altında, sıtma nöbetine tutulmuş hasta gibi tirtir titriyor... Uyumak mümkün mü?... Her türlü kötü ihtimal, insanın aklını bir kurt gibi kemiriyor. Dışarıda kudurmuş vahşi denizle aramız' 33 mmlik bir kaplama tahtası ayırıyor. Bu Kısmet'in girdiği ilk imtihan, ilk büyük fırtına. Ayrıca, O'na emek veren nice ustanın, kendi elimizle hazırladığımız arma ve donanımın da bir imtihan'. Ama bu öyle bir imtihan ki, ya sınıfı geçersin, ya kalırsın. İkmali yok... Kaldın mı da tatlı canınla ceremesini çekersin. Kendi kendime söyleniyorum: Neden sen de herkes gibi karada, sıcak evinde rahat rahat oturmazsın? Ama biliyorum ki, aradığım hayat budur ve onsuz yapamam.
Sadun Bora , Eşi Oda hanım ve Kedileri Miço
"Kısmet " adını verdikleri yelkenli tekne ile Dünya Seyahatinin öyküsü bu kitap.
Kitap içerisinde renkli, siyah beyaz fotoğraflarla gezilen yerlerdeki anekdotları gösterilirken, betimlemesi de bu yolla daha gerçekçi bir hale getirilmiş. O kadar dolu bir kitap ki neresinden anlatamaya
Yalnız bu civarda beş tane sun'i inci istasyonu kurulmuş. Bu istasyonlarda, deniz kenarındaki tahta raflardan sepetler içine konmuş canlı istiridyeler suya sallandırılır. Mevsimi gelince çıkartılıp istiridyelerin
ağzı açılır, içine bir sedef parçası konup tekrar de-
nize bırakılır. Zamanla istiridye, bünyesi içindeki
bu yabancı madde etrafına kendi usaresiyle bir kılıf
örerek sun'i inciyi meydana getiriyor.