SSCB sonrası Rusya içinde bulunduğu zorluklar nedeniyle tavizler vererek batı ile yakınlaşmaya çalışıyor. Batı ise bu süreçte gemi azıya alıp sınırları çevresinde operasyonlar yapmaya başlayınca uzun yıllar tarihe yön veren devletlerden biri olan Rusya bütün bu olup bitenler karşısında haliyle komplekse kapılıyor. Putin iktidarı alınca işleri değiştirmeye çalışıyor; ekonomiyi güçlendirip, askeri yatırımlarla orduyu modernize ediyor. Hırslı olduğu özel hayatından da belli olan eski KGB ajanı bildiğimiz gibi Suriye savaşında ülkesini tekrar uluslararası sahneye çıkarıyor.
Putin'in politikalarını daha iyi anlamak için geçmişe de değinilmiş. Bu çerçevede; çarlık dönemine, 1980'li yılların sonundaki Gorbaçov dönemine, 1990'lı yılların başındaki Boris Yeltsin dönemine de yer verilmiş. Rusya'nın demografisi hakkında, ülkenin hem batı, hem de müslüman ülkeler ile ilişkileri hakkında aydınlatıcı bilgiler mevcut. SSCB, sosyalist ideoloji çerçevesinde müttefik bulabilirken, kapitalist Rusya için içerde ve dışarıda müttefik bulma arayışları ile ilgili politik söylemler haliyle değişiyor. Bu söylemlerin de izleri sürülmüş.
Kısa bir kitap olmasına rağmen, okuru, Rusya'nın çelişkileri, politikası, komşusu olan ülkeleri bekleyen zorluklar hakkında bilgilendirmeyi başarabilmiş. Güçlenen Rusya karşısında batının alması gereken pozisyonla ilgili öneriler de var.
