İnsanlar! Duygularınız için endişeye düşmeyiniz ve zamanın onları alıp yoketmesinden korkmayınız.
Hatıranın kuvvetli çınlayışlarında ne bugün ne yarın vardır. Var olan yalnız daimadır.
Artık hissetmiyen, asla hissetmemiş olandır!
İki hatıra vardır: Biri , ihtiraslarla beraber yıpranan ve yokolmağa mahkum şeyleri mahvedip giden o maddi duyguların hatırası, diğeri, kendisi için zaman mevcut olmıyan ve varlığının geçmişteki ve gelecekteki bütün noktalarında ayni zamanda yaşıyan ruhun hatırası ..
İşte ruhun bu kudreti ayniyle ruhun kendisi gibidir: İdraki her yere uzanır, her şe ye yeter ve bütün alemi kaplıyan bu zekanın sonu bulunmaz.
Hey sevenler, müsterih olun: Zamanın gücü yalnız saatlere yeter, ruhlara ise hiçbir şey yapamaz.
Ne emniyeti, ne de atisi olan böyle saadetleri hayatın da hiç tanımıyan kimse var mıdır? Böyle anlarda hayatımız sanki bir tek saatin içine sıkışmış gibidir ve saniyeyi vuran asma saatin rakkasını dinliyerek, kadranın üstünde saati kemiren akrebe bakarak, her dönüşü mesafeyi azaltan arabanın tekerleğini hissederek, yahut, dalgaları arkada bırakan ve sizi, hulyalarınızın semasından çakıllı, sert ve soğuk kumsalında inmeğe mecbur kalacağınız hakikat kıyısına yaklaştıran bir geminin baş tarafındaki gürültüyü dinliyerek, bu hayatın dakikadan dakikaya kendinizden uzaklaştığını duyarsınız.
.
.. rebapsız şiirdi ; gönül gibi çıplak, ilk kelime gibi sade, gece gibi hulyalı, gündüz gibi aydınlık, şimşek gibi süratli, mesafe gibi geniş, ruhu, hiçbir nazım usulünün not etmeğe kafi gelmiyeceği hudutsuz bir nağme ..
.