Sert bir cümleyle başlamak istiyorum: Beklediğim gibi bir "hesaplaşma" yok kitapta fakat bunu kitabı ilk başta anlamadığımı söyleyerek telafi edeceğim. 3 bölümden oluşan kitap başlı başına bir serüven. İncelemeyi bu yüzden bölmek istiyorum:
İlk bölüm kesinlikle hoşuma gitmedi. Objektif olmak gerekirse hikaye akıcı fakat kendi görüşümü söyleyecek olursam puanım 3/10 derdim ilk bölüme. Bir insanın inandığını düşündüğü tanrıya "benim gibi sabret" cümlesi kurması biraz anlamsız geldi açıkçası. Sonrasında "düşündüğüm tanrı böyle olmazdı" diyerek bir nebze hak verdirtti fakat ironik bile olsa çok güçlü bulamadım.
İkinci bölüm bir nasihat bir öğüt niteliğinde. Yoruma pek gerek yok. Yine akıcı ne mesajı net bir kısım
Üçüncü bölüm. Gelelim benim için en can alıcı yere. Bu kitabın bana bir şey katan kısmı varsa bu kısım 3. Bölümdür. İlk bölümü "neden okudum" dedirtse dahi üçüncü bölüm "iyiki okumuşum" a döndürdü fikrimi. Hikayeyi de anlatmak istemiyorum pek ama düşüncelerin değişebileceğini, doğrunun sabit kalmadığını gösteren bir hikaye diyebilirim.
Kitabı okumanızı öneriyorum. İlk bölüm ne kadar "okumayın" dese de son bölüm "okuyun" diyor. Puanım 7/10 olurdu sanırım.