Mistik yönü ağır basan, üç menkıbevi hikayeden oluşan kitabı hiç ummadığım bir zevkle okudum. Kitapta verilen sırayla değil, yazım tarihine göre okuduğum öykülerden en çok üçüncüsünü sevdiğimi söylemeliyim. İlk ikisi kaynağını Tevrat'tan alırken üçüncüsünün kaynağı ise Hint destanlarıydı.
Zweig'in savaş karşıtı bakışını her kitabında olduğu gibi burada da görüyoruz. Ancak özellikle üçüncü hikayesinde, Virata'nın bilgelik yolunda yaşadıkları, savaş karşıtı olmanın yanı sıra eylemsizliği de eleştiren bir bakışa sahip. Virata'nın dilinden, "Eylemsizlik de bir eylemdir." diyerek belki de 1. Dünya Savaşı sırasında kendi içine çekildiği dönemi sorguluyordu yazar. Fakat Virata ile aralarındaki fark; eylemlerinin sorumluluğunu -en sonunda dahi olsa- kabullenmek ve kabullenmemek arasında. Zweig, realistlikten nasibini almadan idealleştirdiği Virata'dan, onun aksine, eylemlerinden kaçmak suretiyle uzaklaşıyor. Nitekim intiharı da eylemlerinden kaçmanın sonucuydu diye düşünüyorum.