Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rahmet Esintileri

Osman Nuri Topbaş

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hz. Muhammed
...Nitekim iman etmediği halde akl-ı selimin gereği olarak nice yabancı ilim erbabı, Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in fazilet ve muvaffakıyetini vicdanen tasdik etmişlerdir. Bunlardan biri olan Thomas Carlyle: ''O'nun doğuşu nurun zulmetten sıyrılışıdır.'' ''Başında taç olan hiçbir imparator, kendi eliyle yamadığı hırkayı giyen Hazret-i Muhammed kadar saygı ve itibar görmemiştir.'' demiştir.
Hz. Muhammed
Sir Muir: ''Hiçbir zaman beşerin ıslahı Hazret-i Muhammed'in geldiği zamankinden daha zor ve daha güç olmamıştır. Lakin vefatında bıraktığı huzur ve muvaffakıyetten daha kamil bir ıslah ve muvaffakıyet de bilmiyoruz.'' demektedir. Ana Britannica adlı ansiklopedide Peygamberimizin faziletini tasdik mahiyetindeki ifadelerden biri şöyledir: ''Muhammed'in ulaştığı başarıya, zamanlar içinde ne bir peygamber ne de ıslahatçı bir din adamı nail olabilmiştir.'' B. Smith: ''Muhammed, kayıtsız şartsız ve ittifakla, ıslahatçıların en büyüğüdür.'' der. Stanley Lane-Poole şu hakikati itiraf eder: ''Muhammed'in düşmanlarına en büyük galebeyi çaldığı gün, kendisine karşı da en büyük fazilet zaferi kazandığı gündür. O gün Kureyş'i hiçbir karşılık almaksızın affetti ve bunu bir umumi af halinde bütün Mekke ahalisine şamil kıldı.'' Arthur Gilman da: ''Mekke'nin fethinde O'nun ulviliğini temaşa etmekteyiz. Geçmişte kendilerine yapılan zulümlerin tesiri, O'nu pekala intikam almaya sevk edebilirdi. Ancak Hazret-i Muhammed, ordusunu her tür kan dönmekten alıkoydu. Büyük bir şefkat gösterdi ve Allah'a şükretti.'' demektedir.
Reklam
Büyük edibi Mustafa Sadık er-Rafii şöyle der: "Kur'an-ı Kerim'in mucizelerinden biri de, her zaman bilinemeyen bazı hakikatleri, daima bilinen kelimeler içerisinde saklaması ve bunları vakti geldikçe izhar edip ortaya koymasıdır." Yine edebiyat üstadllarından Abbas Mahmud Akkad da şöyle demektedir: "Kur'an'ın hitabı sadece Ümmü Araplara veya yirminci asrın insanına has kılınmış değildir. Lakin o, bütün asırlar ve bütün mekanlar için mutlak bir umumiyet ifade eder. Çünkü insanın, bütün asırlarda aynı şekilde bir tefekkür ufkuna sahip olacağını düşünmek, akla uygun değildir."
Sayfa 268Kitabı okudu
1. Bâzı ameller, ancak peygamberlere mahsus bir tâkat ile gerçekleşebilir. Başkaları bunları taklide güç yetiremez. Meselâ, nâdirattan değil de, dâimî sûrette ayakları şişinceye kadar geceleri namazla geçirmek, savm-ı visâl (iftarsız oruç) tutmak böyledir. Esâsen Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de bu gibi hususlarda etrâfını îkaz buyurmuştur. 2. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in bâzı fiilleri, O'nun zâtina mahsus bulunan birtakım hikmet ve maslahatlardan doğmuştur. Meselâ, dörtten fazla evlenmesi, şahsı ve âilesi için zekât ve sadaka kabûl etmeyi kıyâmete kadar men etmesi gibi...
"Benimle sizin durumunuz şuna benzer: Bir adam ateş yakar. Ateş etrafı aydınlatınca pervâneler (gece kelebekleri) ve aydınlığı seven bir kısım hayvanlar bu ateşe kendilerini atmaya başlarlar. Adamcağız onlara mânî olmaya çalışır. Ancak hayvanlar galebe çalarak pek çoğu ateşe düşerler. Ben, ateşe düşmemeniz için sizi belinizden yakalıyorum, ancak siz ateşe atılmak için koşuyorsunuz!" (Buhârî, Rikâk, 26)
Sayfa 131Kitabı okudu
Öyle ki, toplumları berbat eden de, âbâd eden de kadındır.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
II. Mahmud'un ailesi Bezmiâlem Vâlide Sultan, Şam'da bir vakıf tesis etmiştir ki, vakfiyesinin bir maddesi de; çalışan hizmetkârların yanlışlıkla kırdıkları eşyaları veya bilmeyerek verdikleri zâyiâtı tazmin etmektir. Gaye, onların hakârete mâruz kalıp da kalplerinin kırılmaması, haysiyetlerinin rencide edilmemesidir.
Sayfa 171Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.