Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri

Bediüzzaman Said Nursî

Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri Posts

You can find Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri books, Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri quotes and quotes, Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri authors, Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri reviews and reviews on 1000Kitap.
Demek, beşerin musibetini ikileştiren sabırsızlığın ve tahammülsüzlüğün bir ilacı da oruçtur.
Evet Ramazân-ı Şerif'te güya Âlem-i İslâm bir mescid hükmüne geçiyor; öyle bir mescid ki, milyonlarla hâfızlar, o mescid-i ekberin kûşelerinde o Kur'ân'ı, o hitâb-ı semâviyi arzlılara işittiriyorlar.
Reklam
Ramazan-ı Şerif âdeta bir âhiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevî hasılât için, gayet münbit bir zemindir. Ve neşvünema-i a'mal için, bahardaki mâh-ı Nisandır. Saltanat-ı rububiyet-i İlahiyeye karşı ubudiyet-i beşeriyenin resm-i geçit yapmasına en parlak, kudsî bir bayram hükmündedir. Ramazan - 14
Helâl rızk, iktidar ve ihtiyar ile mütenâsiben değildir... Belki, tevekkül veren zaaf ve acze nisbeten geliyor.
Oruç, hayat-ı içtimaiye-i insaniyeye baktığı cihetle çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: İnsanlar, maişet cihetinde muhtelif bir surette halkedilmişler. Cenab-ı Hak o ihtilafa binaen, zenginleri fukaraların muavenetine davet ediyor. Halbuki zenginler, fukaranın acınacak acı hallerini ve açlıklarını, oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler. Eğer oruç olmazsa, nefisperest çok zenginler bulunabilir ki, açlık ve fakirlik ne kadar elîm ve onlar şefkate ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez. Bu cihette insaniyetteki hemcinsine şefkat ise, şükr-ü hakikînin bir esasıdır. Hangi ferd olursa olsun, kendinden bir cihette daha fakiri bulabilir. Ona karşı şefkate mükelleftir. Eğer nefsine açlık çektirmek mecburiyeti olmazsa, şefkat vasıtasıyla muavenete mükellef olduğu ihsanı ve yardımı yapamaz; yapsa da tam olamaz. Çünki hakikî o haleti kendi nefsinde hissetmiyor. Mektubat - 400
Reklam
... Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a'mal, bire bindir. Kur'an-ı Hakîm'in nass-ı hadîs ile herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte herbir harfin, on değil bin ve Âyetü'l-Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi binler ve Ramazan-ı Şerifin Cum'alarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadir'de otuzbin hasene sayılır. Evet herbir harfi otuzbin bâki meyveler veren Kur'an-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki; milyonlarla o bâki meyveleri, Ramazan-ı Şerif'te mü'minlere kazandırır. İşte gel, bu kudsî, ebedî, kârlı ticarete bak, seyret ve düşün ki: Bu hurufatın kıymetini takdir etmeyenler ne derece hadsiz bir hasarette olduğunu anla! ...
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri
Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri
Hadîsin rivayetlerinde vardır ki: Cenab-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin!" Azab vermiş, Cehennem'e atmış, yine sormuş. Yine demiş: "Ene ene, ente ente." Hangi nevi azabı vermiş, enaniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş, yani aç bırakmış. Yine sormuş: "Men ene vema ente?" Nefis demiş: اَنْتَ رَبِّى الرَّح۪يمُ وَاَنَا عَبْدُكَ الْعَاجِزُ Yani: "Sen benim Rabb-i Rahîm'imsin, ben senin âciz bir abdinim."
Ey insan! Nîmetin zevâlinden elem çekme. Çünkü rahmet hazinesi tükenmez. Ve lezzetin zevalini düşünüp, o elemden feryat etme. Çünkü o nîmet meyvesi, bir rahmet-i bînihayenin semeresidir.
Ey insan! Senin nokta-i istinadın ancak ve ancak Allah'a olan îmândır. Ruhuna, vicdanına nokta-i istimdad ise ancak âhirete olan îmândır. Binâenaleyh bu her iki noktadan haberi olmayan bir insanın kalbi, ruhu tevahhuş eder; vicdanı daima muazzeb olur.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.