Kitap 9 öyküden oluşmaktadır: Raşomon, Çalıların Arasında, Burun, Cehennem Tablosu, Sonbahar Dağları, Ejderha, Ölüm Kütüğü, Oyuncak Bebekler, Tütün ve Şeytan. Benim galiba en beğendiğim Cehennem Tablosu oldu. Bu hikayede bir ressamın çizme tutkusunun kızına olan sevgisini bile ezip geçmesini anlatıyor. Sadece kızını değil kendisi de kaybediyor ve pes ediyor. Özellikle yangın olayı çok çarpıcıydı.
Sonbahar Dağlarını da bana biraz kendi hayatımdan bir şeyler anımsattı. Kişinin yıllar önce gördüğü o mükemmel tabloyu tekrar gördüğünde ilk gördüğü gibi olmamasını anlatıyor. Meselenin özü bana kalırsa tamamen 'sanmak'. Bu durum fark edildiğinde bile sanma işine devam ediyor insan.
Tütün ve Şeytan ise bize aslında bazı zaferlerimizin gerçekten sadece bir yenilgiden ibaret olduğunu anlatıyor. Eğer bazı durumlarda gerçekten kaybetsek belki daha az zararımız olurdu.
Ejderha öyküsünde ise bir rahibin halkı şakalamak istemesiyle gelişen olayları anlatır. Son paragrafta "tabela şakası hedefine ulaştı mı yoksa ıskaladı mı?" sorusu yer alır. Evet şaka hedefine ulaştı çünkü amaç herkesi kandırmaktı ve bu başarıyla gerçekleşti. Evet şaka ıskaladı çünkü yalana o kadar çok kişi inandı ki rahip bu kadar kişi inanıyorsa kendi uydurduğu yalanın doğru olabileceğine inandı. Bir de anlatılmak istenen bir husus daha var o da gerçekten görmek istediğimizi görüyor oluşumuz. Eğer rahip ejderhanın var olduğuna inanmasaydı gerçekten göremezdi. Ayrıca zaten ejderhanın var olup olmaması da önemli değildir yeter ki rahip onu görmek istesin.