Rasulüllah'ın İslam'a Davet Metodu

Ahmet Önkal

Most Liked Rasulüllah'ın İslam'a Davet Metodu Quotes

You can find Most Liked Rasulüllah'ın İslam'a Davet Metodu quotes, most liked Rasulüllah'ın İslam'a Davet Metodu book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Davetin muhatap tarafından kabul görmesinde davet esasları kadar bunları sunan kişinin bizzat kendisi ve şahsiyeti de önemlidir. Davaya zede gelmemesi için davetçinin birtakım vasıflara sahip olması gerekir.
Sayfa 249Kitabı okudu
Davetin muhatap tarafından kabul görmesinde davet esasları kadar, bunları sunan kişinin bizzat kendisi ve şahsiyeti de önemlidir. Davaya zede gelmemesi için davetçinin bir takım vasıflara sahip olması gerekir. Bu hakikatı çok iyi bilen Peygamber Efendimiz, büyük bir ihtimalle özlü ve muhtasar mektubunu tefsir yetkisi verdiği elçilerinde birer davetçi olarak bu vasıfların bulunmasına âzami itinayı göstermiş olmalıdır. Bu münasebetle O’nun tensip buyurduğu elçiler, halim-selim, güzel söz söyleyebi len, beleğat ve fesâhat sahibi, çok zeki, hasmı ikna kabiliyeti ve kuvvetli deliller getirme özelliğine sahip, İslâm ilahiyatı konusunda iyi yetişmiş, zahid ve dinin en müteferri ahkâmını titizlikle yerine getiren,* gönderildikleri memleketlere önce den çeşitli şekillerle defalarca gitmiş, oranın örf ve âdetlerini, inanış ve düşüncelerini bilen, lisanlarına çok iyi vâkıf,** dış görünüşleriyle hemen dikkatleri çekecek tevâzün ve güzelliğe sahip*** kimseler idiler. *Hamidullah, İ.Peygamberi II, 260; Kettânî, Terâtîb I, 183-190. **Hamidullah, a.g.e. II, 260; Bûtî, Fıkhu’s-Sîra, s.268; Arnold, İntişâr-ı İslâm Tarihi, s.64. *** Hamidullah, a.g.e. II, 620.
Sayfa 177 - Kitap Dünyası
Reklam
Pek çok Kur'an-ı Kerim âyeti, kendilerine tebliğ ve davetin fayda vereceği insanlar ve grupları bize belirler. Bunlar, Allah’ın âyetlerine iman etmiş mü’min ve müslimler, Rablerine götürü lüp toplanacaklarından dolayı gâibane Allah’tan ve O’nun tehdidinden korkarak Kur'an'a ittiba edenler, bu takvası sebebiyle bir arayış ve talep içinde koşarak gelenler, can kulağıyla dinle yen, dinleyebilme özelliğine sahip olanlar ve Cenab-ı Hakk'ın kendilerine hidâyet verdiği kimselerdir. Ama "ölü”ler, arka larını dönüp kaçan "sağır”lar, "kör”ler, apaçık sapıklık içinde bulunanlar,” Allah’ın zikrine sırt çeviren, dünya hayatından başkasını arzu etmeyen kimseler, Allah’ın ahiret nasibi verme diği küfre koşuşan insanlar ve Allah’ın hidâyet nasip etmediği kâfirler zerre kadar öğütten istifade sağlayamazlar. | 27 Neml: 81; 51 Zâriyât: 56. 6 En'âm:51; 35 Fâtır: 18, 36 Yâsîn: 11; 50 Kâf: 45. 80 Abese: 8-9 655 6 En'âm: 36. 28 Kasas: 56. 27 Neml: 80-81; 43 Zuhruf: 40. 53 Necm: 29. 3 Âlü İmrân: 176. 28 Kasas: 56.
Sayfa 196 - Kitap Dünyası
Alemlere Rahmet Bir Peygamber
Rasûlüllah'ın bu kitleleşme faaliyetleri esnasında çeşitli kabilelerden değişik insanlar nezdinde gördüğü alâka muhtelif(çeşitli) oluyordu: Kaba, kibar, kaçamaklı, alaylı; fakat daima menfi(olumsuz)... O ise, birbirini takip eden muvaffakiyetsizliklere rağmen büyük bir sebatla gayretlerine devam ediyor, her fırsatta davetini tekrarlıyordu. O'nun azmine, şevkine muhatapları ve düşmanları bile şaşırıyor ve bazıları: '' Senin bizden ümidi kesme vaktin gelmedi mi?'' diyorlardı.
Sayfa 120 - Hikmetevi YayınlarıKitabı okudu
Bir keresinde Lât ve Uzzâ putlarına ait mabetler civarında oturan bir kabileye Hz. Peygamber'in gönderdiği bir seriyye, Medine'ye esirlerle dönmüştü. Esirlerin şikâyeti veya Hz. Peygamber'in bizzat ilgilenmesiyle kabile mensuplarına davette bulunmaksızın aniden baskın yapıldığı ortaya çıkınca Hz. Pey gamber, fevkalâde üzüldüler ve seriyyeye katılanlara esirleri alıp yurtlarına götürme ve orada davette bulunma emri verdiler. | Nesâî, Kudât 17; İbn Hanbel II, 150-151; Ebû Yûsuf, Harâc, s.143; Bidâye, IV 105,235-236; Kândehlevî I, 173-174. Buna benzer bir hadise de zâhid halife Ömer b. Abdülaziz devrinde cereyan etmiş, İslâm orduları komutanı Kuteybe b. Müslim, Semerkand dolaylarında yaptığı ani hücumlarla fütühatta bulunmuştu. Semerkand halkı, kendilerine İslâm, cizye veya savaştan biri teklif edilmediği için bir heyet göndere rek halifeye zulme uğradıklarından bahisle şikâyette bulundular. Emîru’l-mü’minîn meseleyle bizzat ilgilendi ve valisine durumu tahkik etmesi emrini yazdı. Tahkikat neticesinde görevli kadı, İslâm ve düşman ordularının fetihten önceki hallerine dönmele rine, usûlüne ve şer’e uygun şekilde yeniden hareket edilmesine hükmetti. Ancak ahali, gördükleri adalet ve hüsn-ü muamele sebebiyle mevcut duruma razı olduklarını bildirdiler ve bu hadise onların severek İslâm'a girmelerine sebep teşkil etti. | Belâzurî, Fütûhu'l-Buldân II, 301-302; S.Sâbık, Fıkhu's-Sünne II, 646-647
Sayfa 164 - Kitap Dünyası
İbn Abbâs’ın rivâyetine göre O, önce davette bulunmaksızın hiç bir toplulukla katiyyen muharebeye tutuşmamıştır. | Dârimî, Siyer 8
Sayfa 163 - Kitap Dünyası
Reklam
417 öğeden 441 ile 417 arasındakiler gösteriliyor.