Rasulüllah'ın İslam'a Davet Metodu

Ahmet Önkal

En Eski Rasulüllah'ın İslam'a Davet Metodu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Rasulüllah'ın İslam'a Davet Metodu sözleri ve alıntılarını, en eski Rasulüllah'ın İslam'a Davet Metodu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hadis-i Şerif'lerde Davet
Hadis-i Şerif'te Hz. Peygamber, İsrail oğullarının birbirlerine düşmelerini ve lanetlenmelerinin sebebini gördükleri bir münkerden nehyetmemek olarak belirtiyor ve ümmetine ikazda bulunuyordu: "Ya zalime engel olursunuz ve onu hakka çekersiniz ya da bu durum sizin başınıza da gelir"
İslâm daveti, davetçinin kendi şahsından başlayarak, suya atılan taşın etrafından hâlelenen halkalar misâli, sırasıyla ailesi ve akrabalarına, komşu ve yakınlarına intikal eden, önce müslümanları, sonra bütün bir insanlığı şümûlüne alan mukaddes bir vazife ve geniş anlamlı bir kelimedir; hayatın her safhasında ve sahasında cereyan eden bir hâdise, bir ibâdettir. O, İslâm'ın temel şartı ve esâsıdır.
Reklam
Ruhî Hazırlık
Davete hazırlık merhalesinin bu şekline nefsî hazırlık ve ahlâkî hazırlık da diyebiliriz. Çağdaş İslâm davetçilerinden Hasan el-Hudaybî der ki: "İslâm'ı önce göğüslerinizde, gönüllerinizde hakim kılınız; yer yüzünde, beldenizde de İslâm hakim olacaktır.” Evet, İslâm daveti önce davetçinin kendi nefsinden başlar. Bu sahada yapılacak ilk iş, İslâmî bir şahsiyete ve iradeye sahip olmak, nefsi tezkiye etmek, masiyetlerden, günahlardan, ayıp ve ahlâksızlıklardan arınmaktır. Nefsine ihtimam göstermeyen bir davetçinin Cenab-ı Hak'tan hidâyet ve nusrat beklemeye hakkı yoktur. Zira "Bir millet kendi durumlarını değiştirmedikçe Allah, onların durumlarını değiştirmez." Bu sebeple herşeyden önce davetçi selîm bir akide sahibi olmaya çalışacak, davasına azim ve iradeyle sarılacak, bozuk inanç, fikir ve düşüncelere kalbinde, ruhunda, gönlünde yer vermeyecektir.
Sayfa 121Kitabı okudu
İslâm cihânşümûl bir dindir; bir kavmi, bir kabileyi, bir milleti ıslah ıçin vaz'olunmuş millî bir din değildir. O, bütün bir beşeriyetin hidâyetini hedef alır. İnsana insan olması yönüyle övyük değer verir ve bir tek insanın bile dalaletten kurtarılması O’nun nazarında çok değerli mesut bir hadisedir. Bu hidâyete delalet eden kimse, hayırların en büyüğünü işlemiş, ecirlerin en büyüğüne nail olmuştur. İki ayrı vesile ile Hz. Peygamber'in Hz. Ali'ye dediği gibi bir mü'min için kendi eliyle tek bir kişinin hıdâyet bulması, onun için kızıl cins develere sahip olmasından ve üzerine güneş doğan her şeyden daha hayırlıdır.
Sayfa 229Kitabı okudu
Muhatabın Vasıfları (Muhatabı Tanıma)
Pek çok Kur'an-ı Kerim âyeti, kendilerine tebliğ ve davetin fayda vereceği insanlar ve grupları bize belirler. Bunlar, Allah'ın âyetlerine iman etmiş mü'min ve müslimler, Rablerine götürülüp toplanacaklarından dolayı gâibane Allah'tan ve O’nun tehdidinden korkarak Kur'an'a ittiba edenler, bu takvası sebebiyle bir arayış ve talep içinde koşarak gelenler, can kulağıyla dinleyen, dinleyebilme özelliğine sahip olanlar ve Cenab-ı Hakk'ın kendilerine hidâyet verdiği kimselerdir. Ama "ölü”lerı arkalarını dönüp kaçan "sağır”lar, "kör”ler, apaçık sapıklık içinde bulunanlar, Allah'ın zikrine sırt çeviren, dünya hayatından başkasını arzu etmeyen kimseler, Allah'ın ahiret nasibi vermediği küfre koşuşan insanlar ve Allah'ın hidâyet nasip etmediği kâfirler zerre kadar öğütten istifade sağlayamazlar.
Sayfa 277Kitabı okudu
Muhatabın Vasıfları (Muhatabı Tanıma)
Davette muhatabı tanıma, askerlikteki istihbarat kadar önemlidir.
Sayfa 274Kitabı okudu
Reklam
452 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.