Rauf Orbay

Rahmi Aygün
Ülkenin düştüğü durumdan kurtulmak için kurulan her kuruluşun çareleri değişikti.Bir kısmı İngilizlerin,bir kısmı Fransızların, bir kısmı da Amerikan mandasını öneriyordu.Bir kısmı da Mondros Mütarekesi gereğince padişah ve halife için hükümranlık haķkı tanınan küçük bir bölgede Osmanlı devletini sembolik olarak devam ettirme düşüncesindeydiler . Memleketin içinde bulunduğu karışıklıktan istifade çareleri arayan bazı cemiyetler vatan toprağı üzerinde milli birliği parçalayıcı faaliyetlere girişmişlerdi. Bu durumlar karşısında Tarih kültürü çok geniş olan ve tarihten sonuç çıkarmasını çok iyi bilen Mustafa Kemal Atatürk ,gerçek kararı sezmekte gecikmedi. "Milli egemenliğe dayanan ,kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak." Türk Milleti haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamalıydı,Uşak olmaktan daha yüksek bir duruma layıktı. Yabancı bir milletin himaye ve efendiliğini kabul etmek; insanlık vasıflarından yoksunluğu ,acizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildi.Halbuki Türk'ün haysiyeti ve gururu çok yüksek ve büyüktü.Böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun daha iyiydi. Mustafa Kemal Atatürk Milli Mücadelenin parolasını "Ya İstiklal Ya Ölüm!" olarak tespit etmişti.
halk kitabevi
Ben dindarım fakat ne kendimi ne dinimi siyasete alet eden fikirsiz ve vicdansız değilim.Hilafet propagandacısı değilim.Patişahlar,Hilafeti kendi saltanatlarına alet etmişlerdir. Cumhur reisi ,halkın seçimi ile tayin olunur.
Reklam
Bir halife fetvasının bizi 1.dünya savaşı yıkımına attığını hiç bir zaman unutmamalıyız.Bir halife fetvasının,Ulus ayağa kalkmak istediği zaman ,ulusumuza düşmanlardan daha alçakça saldırdığını unutmamalıyız.
halk kitabevi
Hüseyin Rauf Paşa, Sivas Kongresinden sonra Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na Heyet-i Temsiliye adına katılmak üzere Hüsrev Gerede ile birlikte İstanbul'a gitti. Mecliste "Felah-ı Vatan" grubunun kurulmasına önderlik etti, Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye üyelerinden çoğunluğu Meclisin işgal altında bulunan İstanbul’da toplanmasına baştan beri karşı çıkmışlardı. Sivas'taki toplantıda İstanbul Hükümeti'nin ısrarına rağmen, Meclis-i Mebusan’ın orada bir iş göremeyeceği, bu sebeple Anadolu'da ve tercihen Eskişehir'de toplanması gerektiğini ileri sürenlere, Kâzım Karabekir Paşa karşı çıkarak şöyle dedi: "Milli hükümetin muvaffakiyetle kurulması için, Meclisin evvelâ İstanbul'da toplanması şarttır. Bu meclisin ömrü ve istikbali yoktur. Meclis toplandı diye, itilaf Devletleri hakkımızda verdikleri kararı değiştirecek degillerdir. Aksine Kuvây-ı Milliye'den sayacaklar mebusları bilhassa İngilizler, ilk fırsatta yakalayıp süreceklerdir. İşte o gün, Milli Hükümetin en iyi şekilde kurulabileceği gündür. Milli Hükümetimiz Anadolu'nun göbeğinde, güneş gibi doğacaktır. Kâzım Karabekir Paşa’nın konuşması bitince Hüseyin Rauf Paşa şöyle sordu: "Demek İstanbul'da Mebusan Meclisini İngilizler basıp Mebusları tevkif ile sürerlerse, Milli Hükümetin kurulmasına kat'i karar verip, kolaylıkla muvaffak olacaksınız?"
Resim