Hep aynı şey, değil mi, önerileri hiç düşünmeden ve son dakikada kabul ediyor, bu canını sıkıyor onun.
Helene duruyor, geçmesine izin veriyor, ama durmasının nedeni daha çok, eskisinden daha sivri, solgun ve çökmüş görünen Ravel'in yüz ifadesini incelemek sanki -gözlerini bir an kapatınca, ölüye benziyor. İyi misiniz?
Reklam
Zarif, mesafeli bir tavır, seçkin bir sadelik, buz gibi bir nezaket, hiç geveze denemez, kuru bir adam, ama şık, yirmi dört saat iki dirhem bir çekirdek.
Kuzey Amerika'ya gitmek üzere Havre limanındaki gara doğru yol alıyor. Oraya ilk gidişi, son gidişi olacak. Bugünden sonra tamı tamına on yılı var yaşayacak.
Hadi bakalım, diyor pardösüsünün ilk düğmesini açarken, sanırım gidebiliriz. Helene dönüp bir çırpıda tepe­den tırnağa süzüyor onu: merserize çorapları ve ipek cep mendili, her zamanki gibi kravatıyla neşeli bir uyum içinde.
Bu hayalleri aramaya mı kalktık, gözümüzün önünde arzı endam etsinler diye uğraştık mı, anında sıvışırlar, geri çekilirler, yeniden saldı­rıya geçmek için bizim onlardan umudu kesmemizi bek­lerler. Ya da hiç gelmezler. ^
Reklam
Aklına itaat etmeyen bir bedenin içine canlı canlı gömülmüş, kendi içinde bir yabancının yaşadığını görüyor. ^
Uyumayı denemeden önce yine de biraz okumayı düşünerek başucu lambası dışında diğer ışıkları söndürüyor.
Zaten her zamanki gibi gece gözüne uyku girmemiş, üstelik şafakla birlikte kalkması gerekmiş, Helene onun bundan nefret ettiğini biliyor.
Helene güzelce bir kadın, hala hatırlayan varsa, biraz Orane Demazis'ye benziyor, ama zaten o yıllarda birçok kadın bir yönleriyle biraz Orane Demazis'yi andırıyor olabilir. Yakasını kaldırdığı kürk mantosunun altındaki şeftali rengi krep elbisesinin üst kısmı kısa ceket biçimin­ de, göğüs altından başlayan eteği kemik tokalı bir kemerle süslenmiş. Çok hoş. Bekliyor. Epeydir bekliyor ama.
Reklam
Gerçekten küçük bir ev bu, hemen gezilip bitirilebiliyor, yine de bütün bu denetimler yeterli değil. Ravel çıkmadan önce banyodaki kazanı söndürüp söndür­mediğine bakıyor, yarım ağız söylenirken kapıyı birden açınca dondurucu soğuğu geriye doğru taranmış, hâlâ nemli saçlarında hissediyor.
... düşüşün hem öznesi hem de dikkatli izleyicisi, aklına itaat etmeyen bir bedenin içine canlı canlı gömülmüş, kendi içinde bir yabancının yaşadığını görüyor.
... dolu bir küllük en az yapılmamış bir yatak kadar acı verici.
Henüz çocukken ya da daha çok gençken birbirlerinin izini kaybetmiş olmalılar
Resim