Yıllar önce Şems-i Tebrizi ile tanıştırmıştı yağmur yüreğimde derin izler bırakarak. Şimdi ise dostluğun ne demek olduğunu unutanlara Hz. Ebubekir’i; yiğitliği unutanlara bir yürüyüşü ile yeri göğü dağı inleten Hz Hamza’yı; iman gücünü unutanlara ise kalbindeki boşluğu doldurmak için servetini elinin tersi ile itip diyar diyar arayıp en sonunda iman-ı aşka kavuşan Selman-ı Farisi ile tanıştırıyor.
.
Öyle his yüklü ki kelimeler okudukça sanki bende Hz Hamza ile Mekke’nin kavurucu sıcaklarında yürüdüm, Hz Ebubekir ile o mağarada bir delikte ben kapattım, Selman-ı Farisi ile üç dirheme sepet örüp sattım. Varın gidin Bu üç yürekli Allah dostunu tanımak için çokça acele edin derim..