Reklam Yasakları ve İfade Özgürlüğü

John Gray

Reklam Yasakları ve İfade Özgürlüğü Posts

You can find Reklam Yasakları ve İfade Özgürlüğü books, Reklam Yasakları ve İfade Özgürlüğü quotes and quotes, Reklam Yasakları ve İfade Özgürlüğü authors, Reklam Yasakları ve İfade Özgürlüğü reviews and reviews on 1000Kitap.
Dini reklamlar örneğinin göster­diği gibi, vaaz vermek ve dini ayini televizyonda reklam etmek arasında kategorik olarak hiçbir fark yoktur.
Siyasi ifade özgürlüğü Hobbes’a göre demogoji ustasına, kanun­suzları öven hilekarlara, sahtekarlara ve toplumsal ahen­gin düşmanlarına özgürlük demekti.
Reklam
Hem dini hem de si­yasi tanıtımlar çıkarlarımıza ve tutkularımıza yöneliktir ve gündelik hayatımıza gerçek bir değişiklik getirme iddiasındadır. Bu özellikleriyle ikisi de bize zarar verme riski­ni taşırlar.
Her satırı doğru olan bir doktrin bile, sonuna kadar eleştirilip doğruluğu sınanmadıkça, cansız bir dogmadan farksızdır.
Doğruluğu ço­ğunluk tarafından kabul edilen fikir gerçeğin tümü olsa bile, rakip görüşler tarafından sınanıp üzerinde mutaba­kata varılmadan rasyonel bir inanışın konusu olamaz.
Reklam
Reklam özgürlüğünü savunmak, ifade özgürlüğünü savunmaktır. İngiltere ve Avrupa Topluluğu’ndaki ticari ifade özgürlüğünü kısıtlamaya ve belirli ticari ifade tarzlarını yasaklamaya yönelik hareketler, bu hareketlerin altında yatan felsefe, ifade özgürlüğünün ta kendisine düşman olduğu için tehlikelidir. Çünkü, David Hume'un gayet akıllıca işaret ettiği gibi, hürriyetin herhangi bir türünün aniden kaybedilmesi çok nadiren olur. Şunun farkında olmalıyız: Reklam özgürlüğü üzerindeki kısıtlamalara tepkisiz kalarak rıza göstermekle, ifade özgürlüğünün hayati bir boyutunun elimizden kaçıp gitmesine izin vermiş oluruz. İfade özgürlüğünün, reklamı da kapsayarak, bütün biçimleriyle bir bütün olduğunu görememek ve hayatın diğer alanlarında asla kabul etmeyeceğimiz sınırların ticari ifade özgürlüğü üzerine yerleştirilmesini kabul etme noktasına gelmek büyük bir talihsizlik olacaktır.
Yasakçı bir zihniyet, hayatın diğer alanlarında yarattığı sakıncaları ve yıkıcı etkileri reklam tahditleri söz konusu olunca da beraberinde getirir. Paternalizmin diğer bir çok şekli gibi, tahditler de, vatandaşı eğitmeye yardımcı olamaz ve ona sorumlu tercihlerde bulunabilecek kapasite kazandırma konusunda bir katkıda bulunamaz. Gerçekte yasakçı zihniyet bireyin hiçbir zaman sorumlu tercihlerde bulunma kapasitesine sahip olamayacağı varsayımı üzerinde yükselir. Yasakçı politikalar, daha önce de mevzu bahis olduğu üzere, tüketiciyi sadece daha duyarsız hale getirir ve sorumlu bir tercihte bulunmak açısından daha az donanımlı, yani daha kötü bir duruma sokar.
Kimse gerçeği bütünüyle bilemeyeceğine göre, çeşitli görüşlerin ortaya konması herkesin yararınadır. Herhangi bir ürünün reklamına tahdit getirmek tüketicinin o ürünün çeşitli markalarını değerlendirip karşılaştırmasını zorlaştırır. Ayrıca yasak, tüketicinin ürünün faydalan ve zararları hakkında karar vermesine yardımcı olmaz. Gerçekte, yasaklamanın pazarın büyüklüğü üzerinde önemli bir etkide bulunmaması kuvvetle muhtemeldir. Tek değişiklik tüketicinin yasaklamadan sonra büyük ihtimalle daha az bilgilendirilecek olmasıdır.
Reklamlar olmasaydı tüketicinin sahip olabileceği ürün yelpazesi hakkında bilgi sahibi olamayacağı, dolayısıyla seçenekleri hakkında bir tercihte bulunamayacağı bir gerçek olduğuna göre, yukarıdaki iddianın doğruluğu bu açıdan inkâr edilemez. Yalnız, bir isteğin ya da bir önceliğin kazanılmış olması kendi başına bir karşı argümanı doğrulamaz. Aksine, insanın neredeyse bütün istekleri veya öncelikleri eğitim veya yetiştirilme tarzı aracılığıyla kazanılır. Hiç kimse Bach’ın hayranı olarak veya bronz parlatıcılara karşı bir tutkuyla doğmaz. Çeşitli isteklerini dışarıdan edinmemiş birisi eğer böyle biri olabilirse, kendisini insan olarak tanımladığımız özelliklerin ya hiçbirine sahip değildir veya çoğuna sahip olmaktan uzaktır. Çünkü insan olmak, doğar doğmaz sahip olunan değil sonradan öğrenilen bir şeydir. Reklamlar, bireye başka bir şekilde rastlayıp zevk alma şansını yakalayamayacağı tatları ve faaliyetleri tanıtmakla herhangi bir eğitim kurumundan veya sivil kurumdan farklı bir iş yapmamaktadırlar. Yani, eğer reklamlar gerçekten yeni istekleri ve öncelikleri yaratıyorlarsa, bununla ancak okullarda, ailelerde ve arkadaşlar arasında devam edip gelen bir karakter oluşumu sürecine katkıda bulunduklarını söyleyebiliriz
Reklam
Günümüz entellektüelleri, özellikle kül­türel ve siyasi alanlarda, hayat tarzlarında sonsuz, sınırsız (ve çoğu zaman sorumsuz) özgürlük isterken, ekonomik alanda (ve Türkiye örneğinde, aynı zamanda, dini alan­ da) özgürlüklerin kısıtlanmasında bir mahzur görmemek­tedir. Bir başka deyişle, kendi işlerine yarayacak, yaşa­yışlarında anlamlı ve önemli bir yeri olduğunu düşündük­leri konularda özgürlükçü, başka insanların hayatlannda aynı derecede ehemmiyetli ve gerekli olabilecek konular­ da ise yasakçı, tahditçi, en azından kayıtsız bir tavrı benimsemektedir.
pdf
en kötü günah, yargılayıcı olmak, yani başkalarına kendi ahlâk anlayışımızı dayatmaktır.
65 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.