Resûlullah'ın Ailesi

Murat Tosun

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Biraz uzun ama yararlı olur inşallah :)
“Resulullah, daima düşünceli idi. O’nun susması, konuşmasından uzun sürerdi. O, lüzumsuz yere asla konuşmazdı. Söze başlarken de, sözü bitirirken de, Allah’ın adını anardı. Konuşurken, kısa ve çok özlü kelimelerle konuşurdu. Sözleri gerçek ve yerinde idi. Cümlelerinde ne fazla, ne de eksik söz kullanırdı. Kimsenin gönlünü kırmaz, hiç kimseyi hor görmezdi. En ufak nimete bile saygı gösterir, hiçbir nimeti yermezdi. Bir nimeti, ne hoşuna gittiği için gereğinden fazla över, ne de hoşlanmadığı için çokça yererdi. Dünya ve dünya işleri için kızmazdı. Fakat bir hak, çiğnenmek istenildiği zaman, o hakkı ikame etmedikçe, hiçbir şey O’nun kızgınlığını gidermezdi. Kendi şahsı ve işi için asla kızmaz ve asla kimselerden intikam almanın peşine düşmezdi. Bir şeye işaret edeceği zaman (parmağı ile değil) bütün eli ile işaret ederdi. Hayret edeceği zaman, elinin duruşunu, tersine çevirirdi. (Yani avuç içi göğe doğru ise onu yere doğru; yere doğru ise, onu göğe doğru çevirirdi.) Konuşurken, beden dilini iyi kullanır, avuç içlerini birleştirirdi. Kızdığı zaman, kızgınlığını hemen giderir ve bu durumu fazla belli etmemeye çalışırdı. Neşelendiği, ferahladığı/mutlu olduğu anlarda gözlerini yumardı. Gülmesi, tebessüm şeklindeydi. Gülümserken de, mübarek ağzındaki dişleri inci taneleri gibi görünürdü.”
Pdf
“Resulullah’ın (s.a.v.) hayatını okumaya başlarken, okumuş olduğunuz kitabın başına şunu yazın ‘Seni çok seviyorum Yâ Resu- lallah’ sonra Resulullah’ın (s.a.v.) hayatını okumayı biti- rince kitabın sonuna Efendimiz’e (s.a.v.)karşı olan sev- ginizi tekrar yazın. İnanın ki, son yazınız ‘Yâ Resullah! Seni nasıl sevdiğimi ifade edemiyorum’ olur.” Vallahi de böyledir. Deneyin! Bana hak verirsiniz…
Reklam
Âişe validemiz anlatıyor: “Sesi ve konuşma şekli Resulullah’a Fatıma kadar benzeyeni görmedim. Fatıma, Resulullah’ın huzuruna girdiğinde ayağa kalkar, onu öper, “Hoş geldin!” der ve elinden tutup kendi oturduğu yere oturturdu. Resulullah da (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Fatıma’nın yanına girince o, ayağa kalkar, onu öper ve elinden tutardı
Mâriye bint Şem’ûn el-Kıbtiyye. İsminin an- lamı; “Allah’a adanmış, dindar hanım” de- mektir. Miladi 608 yılında Mısır’da dünyaya gelmiştir. İslam’dan önce Hıristiyanık dinine mensuptu.
Efendimiz’in (s.a.v.) Hatice validemiz ile olan evli- liği, müslü- manlar için tam bir evlilik rehberi niteliğindedir. Bu evliliği örnek olan müslüman bir çift, hangi sıkıntı ve sorunu yaşarsa yaşasın, asla sarsılmazlar. Bir dağ gibi ev- liliklerini ayakta tutarlar. Peygamberini örnek alan bir müslüman, asla eşine karşı ahde vefasızlık gösteremez.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.