Bu tarihsiz, alıcı bulamayan yorgun serüvene el yordamı düşürdüm yüreğimi...
Dönme zamanı geldi mi?
Yoksa içimizde dost mahşeri mi kurulmuş ?
Buhar olan sözcüklerin evi donatılsın...
Yorgunum reis. Bir türlü barışamıyorum dünya ile. Kimse, kimseyle hiçbir şey paylaşmıyor! Çamurlu sokakları, sıcak odaları, gönül soframızı..." sustu iç geçirdi, " karbon ve jelatin atıklarıyız. Dışımız gıcır, içimiz köhneyip kararıyor."
Özne olamamış nesnelerin kaderiydi bizim kaderimiz diyordu. Gereksiz ayrıntı gibi sahnenin dışında, ne olduğunu bilmediğimiz 'şey' ler için sıramızı bekleyerek geçen ömrü sadık köpek gibi sahipleniyoruz.