Rıfat Ilgaz'ı eski bir oğretmen ve eski bir veremli olarak özetleyebilirsiniz. Bu taraflarını eserlerinde kolayca bulacaksınız... Hababam Sınıfı ve Bizim Koguş kitapları güçlü birer kanıttırlar.
Ölüm, hiç özenilecek şey değil
Sevgilim, ölümün güzeli yok
Bir çirkin oluyor insan görme
Sevmeyi, düşünmeyi unutuyor
Ölecek misin ya bir meydanda öl,
Ya da dağ başında kavgan için
Böyle yatakta miskin ölme
Gerçekten de bazı yanlarıyla Ilgaz, Nazım Hikmet'ten çok Orhan Veli'ye yakın düşer. Ama bu yakınlık dıştadır; özde değil, biçimdedir. Nitekim, Orhan Veli'nin «başlangıçta» toplumcu bir kaygısı yoktur: Ilgaz ise belirli bir inancın adamıdır. Onun için, Orhan Veli'de kendinden başka amacı olmayan mizah, llgaz'da toplumsal yergiye destek olur. Orhan Veli, özellikle Garip döneminde, Batıcıldır. Ilgaz ise, yerli ve yereldir. Orhan Veli halk gibi olmaya özenir, Ilgaz ise halktan biridir.
Ilgaz, kendisi isyan etmediği gibi okurları da isyana çağırmıyor. Fakat, olayları o şekilde yansıtıyor ki, okurlar kötülüğe başkaldırmak gerektiğini duyuyorlar.
«Oğlum, ben senin mühendis, doktor olmanı düşünüyordum. Sen kalktın şair oldun, yazar oldun. Ne istersen ol, karışmam, ama neyi iyi yapacağına aklın yatıyorsa onu yap. İstersen zurnacı ol, ama zurnayı en iyi biçimde çal!»