Yine buğulu gözlerle biten, son sayfalarını yaşlı gözlerle okuyamayan ben :) Mehmed Uzun'a olan sevgim kaderinden midir, kitaplarından mıdır bilmem ama bu hayatta ölmüş bir insanla tanışmayı en çok istediğim insanlardan biri. Beni kendi ruhumla sorgulatan biri. Aslında insanız deyip de insanlıktan çıkmış insanlar olduğumuzu hatırlatan biri. Savaşları, sürgünleri, zulümleri, ait olmanın engellenmesini, dili, kültürü, her şeyi ama her şeyi hatırlatan biri. O yüzden seni çok seviyorum Mehmedim ♡
Kitabı okurken oradaki Serdar'ın yerinde Mehmed Uzun varmış gibi hissederek okudum. Yaşlı Rindle sohbet etmesi, sohbetin içinde gerçekleri söylemesi, Yaşlı Rind'e olan saygısı, araştırma merakı, bir şeyleri öğrenme hevesi, dönüp de bulmak istediğini bulamaması. En çok üzüldüğümde bu oldu Serdar'ın dönüp de bulmak istediğini bulamaması. Serdar'ın yerinde olmayı çok isterdim. Bir paketin başında sanki kutsal bir şeymiş gibi diz çöküp ellerinin varamadığı, onu açamamayı, o anda o duyguyu, o anı yaşamayı çok isterdim.
İnsanı alıp geleneklerinin içinde gezdiren bir kitap, varlığını söndürmeye çalışanların neler yaptığını anlatmaya çalışan bir yazar, dilini hayatının önüne koyan bir adam...
Mehmed Uzun'u okumamayı hayal edemiyorum. Tanıştığım güne şükürler olsun.