Risale Okumaları 2 - Büyük Buluşma

Metin Karabaşoğlu

Newest Risale Okumaları 2 - Büyük Buluşma Quotes

You can find Newest Risale Okumaları 2 - Büyük Buluşma quotes, newest Risale Okumaları 2 - Büyük Buluşma book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Zira, musibet anları, hele en ağır musibet anları, İnsana hem kendi aczini, hem sükût ettiği o an apaçık görülen bütün sebeplerin aczini bihakkın göstermektedir.
Bu meselelerin açılması için ise, İMAN ile İSLÂM, DİN ile HAYAT, KÂİNAT ile İNSAN arasındaki zaten mevcut bütünlüğün bizim ZİHİNLERİMİZDE YENİDEN İNŞASI gerekiyor. ' Ve Risale-i Nur, SEKÜLER bir çağda bu bölünmüş bütünün parçalarını yeniden buluşturmanın yolunu ve usulünü Öğreten bir eser olarak, bu yönüyle de açılmayı ve anlaşılmayı bekliyor.
Reklam
İNSANLAR ÖZELLİKLE de İstanbul gibi hava akımına açık bir yerde iseler, havanın çok değiştiğinden yakınırlar birbirlerine. Yakınırlar; zira hava birçok gün, günboyu değişime uğrar. Güneşli iken yağmura bürünür, bulutlu iken açılır, ılık iken sert bir rüzgâr çıkar, sert bir hava var diye sıkı giyinip çıktığınız bir başka gün ise havanın değişmesi yüzünden kıyafetinizin bir kısmını elinizde taşımak zorunda kalırsınız. Her hâlükârda, “Şu havanın da bir kararı yok ki kardeşim” şikâyetini çokça duyarız ortalıkta. . Hava bu durumdadır; çünkü kelime olarak heva ile akrabadır. Heva gibi, bir anının bir diğer anını tutmamasına binaen ‘hava’ denmiştir ona. Bu ise, ‘heva’nın durumunu net biçimde ele verir. ' Gerçekte her gün kendi nefsimiz vesilesiyle yüzlerce, belki binlerce kez tecrübe ettiğimiz üzere, ‘heva’ nın durduğu sabit bir zemin yoktur. Bir oraya, bir buraya sürükler bizi. Bir yerde, hele doğru bir yerde sabit bırakmaz.
Santraç Meselesine Bakılması Gereken Açı
Kendi namima, fakihlerin 'satrança dair hükümlerini, bu noktada manidar bir örnek olarak görüyorum. Ehl-i İslâm'ın gündemine-bildiğim kadarıyla İran'ın fethinden sonra gelen satranç oyunu için, fakihlerin büyük kısmı caiz değil' diye düşünüyorlar. Bu, bugün birilerinin anlamsız bulduğu; birilerinin ise 'vakit israfi gerekçesiyle izaha çalıştığı bir hüküm. Ben ise, şahsen, bu hükmün temelinde müthiş bir imanî duyarlılığın yattığını hissediyorum. Neden derseniz; satranç, 'şah’ın zafer kazanması veya en azından muhafazası uğruna 'piyon'ların düşmanın önüne yem olarak atıldığı; hatta atin, filin ve vezirin de şah için gözden çıkarıldığı bir oyun. Yani, insana, birini koruma adına başkalarını feda etme yönünde bir zihin talimi yaptıran şefkatsiz ve adaletsiz bir oyun. Satranç oyununun gerisindeki bu mantık ise, en küçük bir mahlûkun dahi hakkını zayi etmeyen Âdil-i Mutlak'ın Adl, Hakem, Rahîm, Raûf gibi isimlerine ayna olma sırrına münasip düşmüyor. Yine bu mantık, ism-i Adľin bir cilvesi olarak, İslâm'ın “Devletin selameti için şahıslar feda edilmez” şeklindeki hükmünü içeren adalet-i mahza esasıyla da uyuşmuyor. Üstün' görülen birileri adına ‘aşağı gözüken birilerini feda etmek, onları bile bile ölüme atmak imanî ölçülere ve ism-i Adl’in cilvesine sığmadığı içindir ki, alimler zihnen bu zulmün talim edilmesi demek olan satrancı caiz görmüyorlar!
'bilip yapmama' problemini olabildiğince aşmanın, iman ile amel, düşünce ile pratik arasındaki mesafeyi azaltmanın vazgeçilmez bir şartı, ilgili hakikatlerin talimine 'tekrar' ile devam etmek. Bir kere bilmeyi, yaşamak için yeterli zannetmemek; bir kere bildikten sonra yaşamadığı için ümitsizliğe düşmemek.
Sayfa 123Kitabı okudu
Bir gün, sabah namazını kıldıktan sonra namazgâhında tesbihat ve tahşidata devam eden Cüveyriye validemizin yanından kalkan Efendimiz aleyhissalatu vesselam kuşluk vakti tekrar aynı odacığa döndüğünde, onu aynı vaziyette görüyor ve saatlerce o vaziyette kalan Cüveyriye validemize, üç kere tekrar ettiğinde bu kadar saat zarfında yaptığı tesbihattan hasıl olan sevaptan fazlasının kendisine kazandıracağını bildirerek, şu tesbihatı öğretiyor: "Sübhânallahi ve bihamdihî adede halkıhî ve rıdâ nefsihî ve zinete arşihî ve midâde kelimâtihî."
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
67 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.