İslâm hem din, hem toplum, hem cami, hem devlet, hem dünya hem de âhirettir. İslâm ibadetle ilgili meselelerden daha çok dünya hayatı ile ilgili meselelere temas etmektedir.
Allah Teâlâ zina etmeyi, faizli muameleleri , içki içmeyi, kumar oynamayı yasakladığı halde, beşerî kanunlar zina edenleri korumakta, faizi gerekli hâle getirmekte , içki içmeye müsaade etmeye ve kumar oynamayı düzenlemektedir. O halde Müslümanlar bu iki nizam arasında nasıl davranacaklar ?
Mükafatı daha hayırlı, cezası daha kalıcı olan Allah 'a ve Resulüne itaat edip devlete ve onun kanunlarına karşı mı gelsinler?
Hem dünya, hem ahiretlerini kaybetme pahasına da olsa Allah'a ve Resulüne karşı gelip devlete mi itaat etsinler?
Bu sorularımızın cevabını Sayın Cumhurbaşkanından, Adalet Bakanından ve hocalarımızdan bekliyoruz!
Onlar, güç konusunda önemli olan ilk şeyin, inanç ve iman gücü olduğunu, bunun ardından birlik ve beraberlik gücünün geldiğini, bilek ve silah gücünün ise bunlardan sonra geldiğini çok iyi bilmektedirler. Bu unsurları elde etmeden bir cemaatin güçlü diye tanımlanması mümkün değildir. Bir cemaat; Kendi fertleri arasında birlik ve beraberliği sağlamadan ve onları sağlam bir akideye eriştirmeden , ilk olarak bilek ve silah gücünü kullanırsa , yok olacağını bilmelidir.