Ebu'l- Abbâs Sehl b. Sa'd es-Sâidî (r.a.) anlatıyor: Bir gün bir adam Peygamber'in (s.a.v.) yanına gelip:
- Ya Rasûlallah (s.a.v.), bana öyle bir amel söyle ki onu yaptığımda Allah' da (C.C.), insanlar da beni sevsin, dedi. Rasûlullah (s.a.v.):
- Dünyaya rağbet etme ki, Allah seni sevsin; insanların elindekine göz dikme ki, insanlar da seni sevsin, buyurdu.
Riyazü's-Salihin
Hz Muhammed sav şöyle buyurdu: "Biline ki, benden önce geçmiş her peygamberin, ümmeti için hayırlı olduğunu bildiği şeyleri onlara göstermesi, şer olduğunu bildiği şeylerden de onları sakındırması üzerine bir borçtur. Şüphesiz ki sizin şu ümmetinizin sakinliği (afiyeti) ilkelerine verilmiştir. Ümmetin sonu ise belâlara ve kabul etmeyeceğiz işlere düşücektir. Bir fitne gelecek ki, kendinden önceki fitneyi hafif saydıracak. Yine bir fitne gelir ki, mümin bir kimse: 'Bu beni bitirecek olandır' diyecek, ama daha sonra bu fitne geçecek. Yine öyle bir fitne gelir ki, mümin bir kimse: 'Bundan başkası olamaz' diyecek. Herkim, cehennem ateşinden uzaklaştırılıp cennete girdirilmeyi istiyorsa, Allah'a ve Ahiret gününe inanmış bir halde iken ruhunu teslim etsin. İnsanlara da kendisine yapılmasını istediği şeyleri yapsın.
Riyazü's-Salihin
Birilerine mizah anlamında olsa bile kötü bir şey söylememeye özen göstermeliyiz.
Bunun ilgili Hz Muhammed (s.a.v.)'in hadisleri okumak için fotoğrafa bakınız.
524. Abdullah İbni Amr radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Müslüman olan, yeterli geçime sahip kılınan ve Allah’ın kendisine verdiklerine kanaat etmesini bilen kurtulmuştur.” Müslim, Zekât 125.
Câbir’den (ra) rivayet edildiğine göre:
Allah Resûlü’nden bir şey istendiğinde, “hayır” dediği asla vaki olmamıştır.
(B6034 Buhârî, Edeb, 39; M6018 Müslim, Fedâil, 56)
Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:
İnsanları dolaşıp bir iki lokma ve bir iki hurma ile savuşturulan, yoksul
değildir. Hakiki yoksul, geçimini sağlayacak imkânı bulunmayan ve halk
tarafından durumu bilinmediği için sadaka verilemeyen ve kendisi de kalkıp sadaka isteyemeyen kimsedir.
(B1479 Buhârî, Zekât, 53; M2393 Müslim, Zekât, 101)