Türkiye'deki Kürt Sorununun Temellerine Bir Gazetecilik Yolculuğu
Roboski: Gençler Öldü
Frederike GeerdinkSözler ve Alıntılar
Birkaç gün içinde, Türkiye'de hep olageldiği üzere, kutuplaşma tamamlandı.
Sayfa 34Kitabı okudu
Kürt sorunu öncelikle bir kimlik sorunudur. Bu sorun gerçekten çözülürse Kürtler, Türkler, Ermeniler, eşcinseller, heteroseksüeller, Romanlar, Müslümanlar, Hıristiyanlar, ateistler ya da kim olursa olsun herkes kendini en azından resmi olarak ifade etme olanağı bulur.
Sayfa 116Kitabı okudu
... ortalama Türk okuru gerçeğin peşinde koşan ve eleştirel bir gazete beklemiyordu. Kimse Türk milliyetçisi dünya görüşlerine müdahale istemiyordu.
Sayfa 30Kitabı okudu
Coğrafya, sayılar, mesafeler... Bunlar Kürdistan'ın duygusunu çok az ifade edebiliyor. Bence bu duygu karşılığını en iyi şekilde çelişkilerde, tezatlarda bulabilir: Kürdistan vahşi ve sevimli, ağır ve hafif, acı dolu ve teselli edici, gururlu ve mazlum, tozlu ama parlak.
Sayfa 53 - Kürdistan HaritasıKitabı okudu
Türkiye'de insanların zihinlerine çocukluktan itibaren "Türk kanı"nın kutsiyeti işleniyor. 1933 yılında, "Andımız" (öğrenci andı) ortaya çıktı. Her öğrenci, dersler başlamadan önce, okul bahçelerinde bulunması zorunlu olan Atatürk büstü önünde toplanıp hep bir ağızdan bu andı okuyordu.
Bir sabah Esra, Sinem ve Hülya Kaplan'la okullarına kadar gitmiş, mavi okul üniformaları içindeki çocukların bu andı nasıl okuduklarına tanık olmuştum:
Türküm, doğruyum, çalışkanım.
llkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!
(Andımız'ın son iki cümlesi 1970'lerde eklenmiş. Bu uygulama, Başbakan Erdoğan'ın ani kararıyla, 2013 yılı sonbaharından itibaren zorunlu olmaktan çıkarıldı.)
Sayfa 97Kitabı okudu
Türkiye'de eğitim düzeyi hızla yükseliyor ama son derece eğitimli insanlar bile kendi ülkelerine eleştirel bakmıyorlar
Sayfa 186Kitabı okudu
Türk ordusu aslında 1980'li yılların sonunda köyleri boşaltmaya başlamış. Üstelik bu "yasal" bir durumdu; çünkü bölgede Olağanüstü Hal (OHAL) uygulanıyordu ve yerel yetkililere, köylülere haber vermeden köyleri boşaltmaa yetkisi verilmişti.