Parmak iziniz kadar bireyselsiniz ve bu bireyselliğin başkasına hiç benzemeyen katkısı, orada olan her şeyi bilmeye, ulaşmaya ve işinizde kullanmaya bağlıdır.
İnsani bir sorunu alt etme mücadelesinin yarısı, sorunun var olduğunu fark etmektir.
Sakindirker, kontrollüdürler ama davranışları pek gerçek değildir ya da inandırıcı
geLmezler. Belki fazla büyük tepki veriyorlar, yapmaları gerekenden fazlasını yapıyorlardır. Bazen gözleri camın arkasından bakıyor gibidir ya da siz konuşurkeun çenenize dikilmiştir. Görünüşte sakin ve rahat olan bu oyuncu, sahnenin her yanına kendinden eminlik yayar... Ama birden elleri titremekte olduğunu gözlemlersiniz. Dizleri de ona birkaç numara yapabilir.
Oysa gerilimle ilgilenmek,bas etrnek, rahatmış gibi davranmak kadar kolaydır. Sadece, çabaların yönünü değiştirmektir. Bu noktada, "konuşmak, yapmaktan kolay," diye düşünebilirsiniz. Doğrudur! Onunla baş etmekren söz etmek, gerçekten yapmaktan daha kolaydır ama gerilim yaşamınız boyunca, sizinle olacak bir şeytandır. Yine de ümitsizliğe kapılmak gerekmez çünkü gerilim aynı zamanda yeteneğinizin belirtisidir. İfade edilmemiş duygularınızın, kapatılmış, şişelenmiş dürtülerinizin ve dünyaya olan bütün tepkilerinizin kendini belli etmesidir. Daha fazla gerilim içnizde, daha fazla, dışarı çıkmamış, sürmekte olan şeyin varlığını gösterir. Gerilim "uyaran-etki-tepki-ifade" doğal sürecinin sekteye uğraması sonucunda oluşur.
Öğretmenliğimin ilk yıllarında oyunculuğu, Stanislavski Metodundan
türetilmiş tekniklere harfi harfine bağlı kalarak öğrettim...
Metodu, öğrencilerin yalnızca yüzde ikisinin kullanabildiğine değin, bazı usta
oyunculuk öğretmenlerinin karamsar saptamalarına inanır olmuştum. Kaldı
ki bir oyuncu olarak kendi çalışmalarımda da istediğim başarıya ulaşamamış,
sonuçlardan düş kırıklığına uğramıştım. İşte o sıralarda, aynı teknik nasıl
herkesin işine yarayabilir, kim bir başkasının aynısıdır, gibi sorular sormaya
başladım. Hepimizin değişik korkuları, değişik ket vurmaları, değişik kaygıları
var ve doğaldır ki hepimiz değişik birer geçmişe sahibiz. oyuncular niçin
kendilerinden kişisel olarak söz etmekten korkuyorlar? Niçin oyunculuk öğretmenleri oyunculuktaki kişisel etmenleri tartışmaktan kaçıyorlar? Herkes
niçin bu denli gizlilik dolu?
"Gerçek nedir,
bunu kendim-e/de nasıl gerçek kılabilirim?" olmalıdır Böylesi bir sorudan
kaynaklanan oyunculuk öğreniminde oyuncu, kendini hem sahne içerisinde
hem de sahne dışında bütünüyle keşfeder.