“Kendisini sınırın öte yanında bulması için çok az, çok az bir şeyin yeteceğini de biliyordu. Öte yandan hiçbir şeyin anlamı yoktu: aşk, inanç, tarih. İnsan hayatının bütün sırrı, bu sınırın çok yakınında hemen hemen kendisine doğrudan doğruya değecek şekilde cereyan etmekte oluşundaydı. Öyle kilometrelerce değil, bir milimetre kadar yakın…” (Gülüşün ve Unutuşun Kitabı)
Sayfa 140