Kevok… Baz…
Bu sadece bir roman değil ve ‘Onlar’ sadece bir roman kahramanı değil. Çünkü sevgili okur; her şey bu kadar basit olamaz.
Ah be. Sigara içiyor olsam şu an uzuuun bir nefes çekerdim. İçime, taa içime…
İki ayrı karakter. İki ayrı apayrı insan. Yaş olarak, yaşantı olarak, düşünce olarak. Biri siyahken diğeri beyaz. Bir şekilde yolları birleşiyor. Bu birleşen yolun serüvenini okuyorsunuz uzun uzun ve hiç sıkılmadan. Sıkılmadan diyorum çünkü anlatımı harika, tasvirleri keza. Duygularımız… Şu anlata anlata anlatamadığımız iç dünyamız…
Kalbime değil, hayır, yüreğime dokundu.
Yazmak istiyorum Kevok gibi durmadan, belki kendimi daha iyi hissedebilirim, tüm sıkıntılardan bu sayede kurtulabilirim diye. Onun gibi düş kaçkını, düşten kaçan.
Düşlerde yaşamak, düşlerde sevmek. Aynı zamanda güzel olana düş, acı olana kabus demeyi öğrenmek.
Ve kabuslarla yaşamayı öğrenmek.
Okumayı mı düşünüyorsunuz hala? Onun için mi okuyorsunuz bu incelemeyi? Lütfen okuyun.
“Yıldızlar; insanın, bütün insanların, insanlığın hayatının tanıkları. Ne kadar uzak, o kadar yakın…”