Böylece az da olsa Kogui yerlilerinin neden her sabah kalktıklarında ilk iş olarak çantalarını boyunlarına astıklarını, neden her zaman çanta taşıdıklarını da öğrenmiş oldum. Hayatın senin çantanı ne zaman, nerede, ne ile dolduracağı belli değildi. Çanta bazen ağaçtan bir meyveyle bazen de dünyanın öbür ucundan gelen birinin verdiği şekerlerle doluyordu.
İş hayatındayken çalıştığım firmada eleman ihtiyacı olurdu. Ben de çevremdekilere sorardım, belki tanıdık birini buluruz diye. Üniversiteden yeni mezun bir sürü kişiyle bu şekilde tanıştım. "Ne yapabilirsin? Nasıl bir iş istiyorsun" diye sorduğumda "Masa başı iş olursa iyi olur" gibi cevaplar veriyorlardı. Arkadaş, hele bi' dur! Daha yolun başındasın... Biraz zoru gör, sahaya in, iş hayatı nedir ne değildir anlamaya çalış. Tecrübe edin... Sonra masa başı iş istersin! Ama yok, zoru hiç görmeden neredeyse patron koltuğu isteyecekler.
Beş ayımı geçirdiğim Kolombiya'da hiç kimseyle en ufak bir sorun yaşadığımı hatırlamıyorum. Siz yeter ki iyi niyetli ve biraz da sıcakkanlı olun. Sonrasında dinin, dilin, rengin ya da ırkın hiçbir önemi olmadığını göreceksiniz.