Kitapla ilgili en beğendiğim şey bölümlerin sonunda bulunan karekodlardı. Bu sayede okuduğum anılar sadece yazı olarak kalmadı, sanki zaten ben de oradaymışım gibi hissetmemi sağladı. Tüm güzel videolar ve fotoğraflar için yazara bu vesile ile teşekkürlerimi iletiyorum.
En çok şaşırdığım şey ise küçük bütçeler ile dünyayı gezen gezginler oldu. Bugüne kadarki algım dünyayı gezmek için çok büyük paralar gerektiği yönündeydi. Zira kendi seyahatlerime baktığımda en büyük giderlerimin konaklama, yeme içme, uçak gibi kalemler olduğunu görüyorum. Mehmet Genç bu noktada beni çok şaşırttı. Çünkü otele 20 dolar vermeyip, fareli bir hostelde kalabiliyor ancak ormanın dibini görebilmek için rehbere 70 doları seve seve veriyor. Deneyim satınalmak bu olsa gerek. Takdir ettim ama ben yapabilir miyim ya da yapmak ister miyim bilmiyorum. Yerliler ve gezginler hakkında çok detay vermeyeceğim, ancak bugüne kadar öğrendiğiniz pek çok kalıbı kıracağına eminim ;)
Dilinin basitliğini eleştirenler olmuş ama bu tarz bir kitapta edebi yön aramak saçma olur diye düşünüyorum. Ben yazarın içtenliğini çok sevdim. Umarım gezilerin ve yazıların devamı gelir. Biz de keyifle okumaya ve izlemeye devam ederiz.