Hiçbir şey, geç gelen mutluluktan daha kötü ve gücendirici olamaz, dedi. Bu, ne de olsa, size zevk vermez, üstelik sizi savaşım ve yazgıya ilenmek gibi kutsal bir hakkınızdan da yoksun kılar.
İnsanın başına nasıl bir yıkım gelirse gelsin, o, ya aynı gün ya da en çok ertesi gün, deyişimin kabalığın hoş görün, karnını tıka basa doyuracaktır ve işte size artık ilk avuntu...
Gözyaşları, her zaman iç açıcı değildir. Bunlar göğüste uzun zaman kaynadıktan sonra, önce zorla, sonra da yavaş yavaş ve daha tatlı akıverince, avutucu ve iyileştiricidir; sıkıntının verdiği acıyı gözyaşları bitirir. Ama soğuk ve esirgenerek dökülen gözyaşları da vardır; bunları, insanın yüreğine devinimsiz ve ağır bir yük gibi oturmuş bulunan acı, yürekten damla damla sızdırır; bunlar avuntu getiremez ve yüreği hafifletemezler. Böyle gözyaşı dökmeyenler, henüz daha mutsuz sayılmazlar.
Dünyada üç tür bencil olduğunu düşünüyordum. Kendileri yaşayıp başkalarını da yaşatan benciller, kendileri yaşayıp başkalarını yaşatmayan benciller ve kendileri yaşayamadıkları gibi başkalarını da yaşatmayan benciller.