...ama şimdi, kalabalık çevremizde seyrekleştiği bir sırada, yeni kuşaklar yanımızdan geçip bizi geride bıraktıkları ve bize yabancı olan hedeflere doğru gittikleri sırada, biz birbirimize sıkıca sarılmalıyız...
...artık her şey bittikten sonra, artık sertliğe gerek kalmadı... Kandilin yağı tükendi, kandilin kendisi de kırıldı; işte fitili de şimdi neredeyse yanıp bitecek..
Kaç kez sevindim, umut besledim,
savaştım vc kendimi boşuna alçaktım. Kaç kez, şahin gibi yükseldim ve kabuğu ezilmiş bir sümüklü böcek gibi yerde sürünerek döndüm. Nerelerde dolaşmadım, ne yol-
lardan geçmedim ki!
Gizli ve sessiz üzüntüsü, bir zamanların yapmacık üzüntülerinden ve genel olarak, gençliğin umutlu, güvenli ve onur dolu yapmacık üzüntüsünden çok başkaydı.
Yazgım tuhaftır; gülünç bile diyebiliriz; kendimi bir şeye tümüyle ve tutkuyla verdiğim halde gene de vermiş olmuyorum. Sanırım, yaşamımı, kendimi, inanmadığım bir saçmalık uğrunda vermiş olacağım...
"Şimdi gene dünyada bocalayıp duracağım. Sizin konuşmanızın, varlığınızın, dikkatli ve akıllı bakışınızın yerini neyle doldurabilirim? Suç bende; ama kabul edin ki, yazgı bile isteye bizimle alay etmiş gibi."