Ortada açık bir delilin olmadığı durumlarda, yani ancak 'zanna göre ' bir kanaat ifade edebileceğimiz durumlarda, zannını hep 'hüsnüzan' suretinde kullanmıştı. Ortada kesin bir delilin olmadığı durumlarda, "yanlışlıkla bir masumu öldürmektense, yanlışlıkla bir katili affetmeyi tercih," onun ölçüsüydü.
Gelin görün ki, ölüm de, yaşlılık da, tenimizin pörsümesi de, adımlarımızın yavaşlaması da, yüzümüzü karşımızdaki aynaya değil, içimizde ki aynaya bakmaya çağıran mesajlardı bizim için.