"Ben bu dünyayı ne yapayım? Ben ve bu dünya, yolcu ve altında gölgelendiği ağaç misaliyiz. Bir zaman sonra yolcu yoluna gider ve ağacı arkasında bırakır." Hadis
"Peygamber aleyhisselatu vesselam bu dünyada böyle yaşadı. Ama onun böyle yaşadığını bildiğimiz halde, biz böyle mi yaşıyoruz gerçekten?
Bizim dünya ile ilişkimiz bir yolcu ve altında gölgelendiği ağaç misali mi? Yoksa dünyaya kazık çakmaya gelmiş gibi miyiz?"
"Asıl olan ahiret yurdudur" gerçeğini iç dünyamıza indirip hatırda tutabildiğimiz ölçüde, dünya merkezli bir hesap ve tasavvurun büyüsünden kurtulma imkanı buluyoruz..
Kainat sahnesinden ve insanlık tarihinden Her "Errızku Alellah "Rızık Allah'tandır" gerçeğine dair ne kadar malzeme devşirip iş dünyamıza damıtmışsak 'piyasalar düştü düşecek' , 'ekonomi battı batacak' türü haberler bizi o derece az etkiliyor..
Kazanma tutkusu ve sevinci hemen her zaman, neyi neye rağmen ve neye bedel olarak kazandığımız sorgulamasının önüne geçiyordu.
Ne de olsa hakim değerin 'başarı' olduğu 'başarı'nın ise madde ile ölçülür hale geldiği bir zemindeydik artık..