Ruh Dememi Bağışlayın

Emre Ergin
Hikâye anlatmayı hem tutkuyla sevmek hem de neredeyse mühendis titizliğiyle öykü “çalışmak”, yazmak ne yazık ki bugün çok az yazarda rastladığımız bir durum. Günümüzün hastalığı da bu değil mi zaten? Sevdiklerimize karşı savruk davranmayı marifet saymak illeti. Emre öyle değil. İşi buymuş gibi titiz, iş değilmiş gibi heyecanlı ve coşkulu yazıyor. Üstelik ortaya sıkıcı öyküler çıkmıyor. Garip? Eğlenceli? Ürkütücü? Derinlikli? İronik? Şaşırtıcı? Evet evet hepsi… Onun öykü evreninde ejderhalarla, son fil sürüsünü korurken bir katliama seyirci kalan BM Barış Gücü; bir sorguda ölüp ölüp dirilen bir kurbanla, Şehrazad’ın kardeşi Dünyazad, üç kollu mutantlarla, kızıl saçlı insanların ölümünü emreden bilgisayarlar yanyana. Ve en güzeli de bütün bu öykülerin insanlığın garip açmazlarına gözünü dikmiş bir yazarın bilgeliğiyle anlatılıyor olması. “Alarmın ilk çalışında uyandım, evet. Bir buçuk yumurta, iki dilim peynir. Cüzdanım yerinde, ceket janti, telefonun şarjı yüzde seksen yedi. Aylardan haziran, günlerden cumartesi. On altı saat oldu seni görmeyeli. İstesem de daha fazla acele edemem. Gökyüzü simetrik, yer de ona paralel. Usul usul sallanıyor ağaçlar. Kavak ağaçları, aynı mezarlıktakinden. Konuyu değiştiriyorum; ya değiştiremezsem?” (Tanıtım Bülteninden)
Yazar:
Emre Ergin
Emre Ergin
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.Sayfa Sayısı: 144Basım Tarihi: Mayıs 2018Yayınevi: Ketebe Yayıncılık
ISBN: 9789752482746Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
144 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Öyküde yenilik sevenlere
İçerisinde 13 sayı öykü bulunuyor. Ama öyle sıradan öyküler değiller. Kimisi içsel bir yolculuk, kimisi bilimkurgu, bazısı fantastik. Bunlardan 5'ini sevdim. Ama en çok betiğin de adı olan "Ruh Dememi Bağışlayın" oldu. Pinokyo'nun kendini ve çevresini sorgulamasına değişik bir bakış açısı getirilmiş. Öykünün bu pencereden görünüşünü öneririm. Varoluşsal bir yanı var. Gerçeğin yapay ile kıyaslaması var. Oldukça güzel. Bir diğeri "01101011 01111010 01101100" idi. Adı da konusu da ilgi çekiciydi. Bir makine var. Her şeyin matematiksel çözümlemesini yapıp insanlık yararına olacak sonuçları çıkaran. Bu kez de 250 milyon kızılın öldürülmesi sonucu çıktı. Bir kızılın gözünden insanlığın ve kurduğu düzenlerin sorgulamasına tanıklık ederken öte yandan bir boyun eğişi okuyoruz makine karşısında. Yine güzeldi. 3. Olarak "Klimanjaro'nun Gözleri", bir halkın iki ucu sivri sopadan kaçışı ve buna tanıklık eden gözleri okuyoruz. Daha günümüzde geçen bir öykü. "Konuyu Değiştiriyorum", bir sevgi öyküsü. Sevdiği ile paylaşacak yeni anılar oluşturan bir yandan da kendini sorgulayan bir adamın öyküsü. "Yeniden Yeniden Yeniden" ise bir acımasızlığın, çoklu şansın ve ilginç bir anlayışın öyküsü. En ilgimi çekenler bunlardı. Son öykü olan "Ölmüş Bir Dünyaya Mersiye" ise en uzun ve psikolojik olanı idi. Bir sırrın açığa çıkmaması için ne denli ileri gidebilirsiniz? Bir sır tüm yaşama değer midir? Sonuç olarak değişik bir öykü çalışması olmuş. Sevdim. Kutluyorum. Öneririm.
Ruh Dememi Bağışlayın
Ruh Dememi BağışlayınEmre Ergin · Ketebe Yayıncılık · 201822 okunma
Reklam
144 syf.
7/10 puan verdi
Fantastik edebiyat hakkında (ayakları biraz daha yere basan büyülü gerçekçiliği hariç tutarsak) iki tane temel sıkıntım var. Aslında bunlara önyargı demek daha doğru olur. İlki, fantastik eserlerde yazarların kurduğu dünyayı anlatmaktan o dünyadaki insanı anlatmayı unuttuklarını düşünüyorum. Ya da, daha fenası, o kurduğu dünyayı derinliksiz
Ruh Dememi Bağışlayın
Ruh Dememi BağışlayınEmre Ergin · Ketebe Yayıncılık · 201822 okunma
Resim